Balığın Faydaları - Balığın Yararları - Balığın Zararları

Albert_Wesker

Emekli Yönetici
Apple Expert
Elit Üye
Apple Sever
Adım
Gökhan
Konum
istanbul
Cihaz
iPhone 11
Katılım
13 Haz 2018
Konular
405
Mesajlar
1,224
Tepkime puanı
1,723
Puanları
2,089
Yaş
35
Konum
Türkiye
Balığın Faydaları - Balığın Yararları - Balığın Zararları

Balığın Faydaları Yararları

''En iyi doğal ilaç, balık''

Balık ve diğer su ürünlerinden haftada üç kez düzenli şekilde tüketmenin, vücudun tüm gereksinimini karşıladığı bildirildi.

Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi (ÇOMÜ) Su Ürünleri Fakültesi Avlama ve İşleme Teknolojisi Bölümü Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Nermin Berik, AA muhabirine yaptığı açıklamada, balık ve diğer deniz ürünlerinin, insanlık tarihi boyunca başlıca besin kaynaklarından olduğunu, insanların yerleşik düzene geçmeden önce bile kolay elde edilebildiği için balık ve diğer deniz ürünlerinin en çok tüketilen besinler arasında yer aldığını belirtti.

Su ürünlerinin besin bileşimleri bakımından insanın gereksinim duyabileceği tüm maddeleri içerdiğini bildiren Yrd. Doç. Dr. Berik, bu ''muhteşem maddeleri'' alan ve hareketli bir yaşam süren insanın sağlam bir zihin ve vücuda sahip olacağını söyledi.

Yrd. Doç. Dr. Berik, su ürünlerinin gıda olarak iyi ve kaliteli protein kaynakları arasında yer aldığını, yüzde 18-25 oranında protein içerdiğini belirterek, ''Su ürünlerinin içerdiği protein biyolojik olarak değerlidir ve her besindeki protein içeriğinde bulunmayan insan için elzem amino asitleri ideal oranlarda içerir'' dedi.

A, K VE D VİTAMİNİ DEPOSU

Balık etinin, kemik gelişiminde, gözün farklı ışıklara uyum sağlaması ve görebilmesinde, vücudun bağışıklık sisteminin güçlendirilmesinde önemli rolü olan A vitamini; kalsiyumun kemiklere yerleşmesi, kemik sağlığı ve gelişiminde görevli olan D vitamini ve özellikle kanın akışkanlığında görevli K vitamini bakımından oldukça zengin olduğunu belirten Yrd. Doç. Dr. Nermin Berik, şunları söyledi:

''Haftada üç kez düzenli balık ve diğer su ürünlerinden tüketme vücudun tüm gereksinimi karşılıyor, her gün tüketmenin ise bir zararı olmuyor. Balık etinin yağ içeriğini temel olarak uzun zincirli çoklu doymamış yağ asitleri oluşturur. Bu yağ asitleri göz sağlığı, kanın akışkanlığı, beyin fonksiyonları, kalp krizi, kalp damar hastalıkları, damar sertliği, depresyon, migren, eklem romatizmaları, şeker hastalığı, yüksek kolesterol ve tansiyon ile kanser gibi pek çok hastalıktan korunmada önemli sağlık etkilerine sahiptir.''

''HALK SAĞLIĞINI KORUYACAK DOĞAL İLAÇ''

Yrd. Doç. Dr. Nermin Berik, söz konusu olumlu etkilerinin sağlanabilmesi için haftada en az 300 gram yağlı balık tüketiminin önerildiğini, uzmanların hamilelik ve emzirme döneminde olan kadınların anne ve çocuk sağlığı açısından haftada en az 3-4 kez balık tüketmesi gerektiğine işaret ettiğini kaydetti.

Halk sağlığını koruyacak başlıca doğal ilacın su ürünleri olduğunu vurgulayan Berik, bu ürünlerin bebeklerden, yaşlılara, hastalardan, sporculara, hamilelerden kısırlık tedavisi görenlere kadar herkesin sofrasında yer alabilecek koruyucu ve destekleyici ender gıdalar arasında bulunduğunu söyledi.

(AA)
 

Albert_Wesker

Emekli Yönetici
Apple Expert
Elit Üye
Apple Sever
Adım
Gökhan
Konum
istanbul
Cihaz
iPhone 11
Katılım
13 Haz 2018
Konular
405
Mesajlar
1,224
Tepkime puanı
1,723
Puanları
2,089
Yaş
35
Konum
Türkiye
alığın Faydaları - Balığın Yararları - Balığın Zararları

Balığın Sağlığa Faydaları Yararları

Balık kalp hastalığı ve kansere karşı etkili bir koruma sağlıyor.

Ankara Üniversitesi Ziraat Fakültesi Su Ürünleri Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Hasan Hüseyin Atar, son yıllarda obezite ve bununla birlikte koroner kalp hastalıkları, diyabet gibi hastalıkların görülme sıklığının gelişmiş ülkelerde daha fazla olmak üzere arttığını belirtti.

HAFTADA İKİ KEZ

Atar, açıklanan pek çok çalışma sonucunun ortak noktasının günlük diyette özellikle esansiyel yağ asitlerini içeren besinlerin de bulunmasının sağlıklı bir yaşam için elzem olduğunu belirtti. Atar, Amerikan Kalp Derneği'nin tüm yetişkinlerin haftada en az iki kez özellikle yağlı balık yenmesini önerdiğini söyledi.

HASTALIKLARA BİRE BİR

Atar, şu bilgileri verdi: ''Doymamış yağ asitlerinden omega yağ asitleri ile önlenebilen, geciktirilebilen veya hafifletilebilen hastalıklar; koroner kalp hastalıkları ve inme, yeni doğanlarda zorunlu yağ asidi yetersizlikleri (retina ve beyin gelişiminde), otoimmün hastalıkları (nefropati, lupus), crohn hastalığı, meme, kolon, prostat kanserleri, hipertansiyon, romatoid artrit, alzheimer ve astımdır. Tüm bu özellikleriyle beraber su ürünleri neredeyse yok sayılabilecek karbonhidrat içeriği, protein kaynağı oluşu ve vitamin özellikleriyle çok sağlıklı ve vücut gelişim dönemi yanı sıra hamilelik döneminde de tüketilmesi özellikle istenen besin maddesidir.''

KANSERE KARŞI KALKAN GÖREVi

Su ürünleri ağırlıklı beslenen toplumların bazı kalp damar hastalıklarına daha az yakalandıklarına birçok çalışmada değinildiğini vurgulayan Atar, omega yağ asitlerinin anne karnından yaşlılık dönemine kadar alınması sağlık açısından oldukça önemli olan yağ asitleri olduğunu belirtti.

GÖRME KAYBI

Yapılan bir çalışmaya göre özellikle yaşla birlikte gelen görme kaybının Omega 3 ile yavaşladığını ve yenilenme sürecini desteklendiğini anlatan Atar, ''Son zamanlarda yapılan bir çalışmaya göre alzaimer hastalığını Omega 3 yağ asitlerinin önleyebildiği saptanmıştır. Amerikan kanser araştırma kurumu yaptığı bir çalışmada fiziksel aktivite ile birlikte su ürünlerini içeren sağlıklı bir diyetin kanser riskini azalttığını belirtmiştir'' dedi.

DİYET DOSTU

Obezitenin başlıca nedeninin diyette yoğun karbonhidrat ve doymuş yağ oranı fazla olan besin maddelerinin bulundurulması olduğunu vurgulayan Atar, obeziteye karşı da balık yenmesi gerektiğini söyledi.
 

Albert_Wesker

Emekli Yönetici
Apple Expert
Elit Üye
Apple Sever
Adım
Gökhan
Konum
istanbul
Cihaz
iPhone 11
Katılım
13 Haz 2018
Konular
405
Mesajlar
1,224
Tepkime puanı
1,723
Puanları
2,089
Yaş
35
Konum
Türkiye
Balığın Faydaları - Balığın Yararları - Balığın Zararları

Balık ve Omega 3 mucizesi

Doğanın mucizelerinden biri olan Omega 3 yağlarınca zengin olan balık ve balık yağının, sayısız faydası bulunuyor...

Eskimolarda kalp hastalığı, şeker hastalığı, yüksek tansiyon ve kanser neredeyse hiç görülmüyor. Yapılan araştırmalar eskimoların günde ortalama 10.000 mg balık yağı (omega 3) tükettiklerini ortaya koyuyor.

pismisbalik.jpg


Diğer yağlara göre omega 3 oranı besinlerimizde kısıtlı miktarda bulunuyor. Badem, ceviz gibi kabuklu kuruyemişler, keten tohumu değerli birer omega 3 kaynağı. Az miktarda yeşil sebzelerde yer alıyor. En çok balık yağı, soğuk sularda yaşayan somon, ton, levrek ve kalkan gibi türlerde bulunuyor. Sıcak olan denizlerimizde yaşayan balıklarda omega 3 oranı daha az. Kısaca, balık dışında günlük besinlerimiz içinde omega 3 neredeyse yok gibi. Aşağıda ayrıntılı araştırma sonuçlarından da anlaşılacağı üzere faydası, alınan doza bağlı olarak artış gösteren balık yağı, sağlığımız için vazgeçilmez bir besin maddesi olmalıdır.

Öncelikle alınacak omega 3 miktarı konusuna bir açıklık getirmek gerekir. Amerikan ilaç ve besin birliği (FDA) günlük 3000 mga kadar önermiştir. Ancak yapılan çalışmalar bu miktarın 10 katının güvenli olduğunu göstermiştir. Halen eczanelerde 500 mg dozunda bulunan preparatların çocuklar için günde 1 adet alması önerilmektedir. Ayrıca hastalarıma önerdiğim 1000 mg günde 3 kez dozu, konuya hakim olmayan eczacılar tarafından çok görülmekte ve hastalar yanlış yönlendirilmektedir. Omega 3 çocuk ve erişkinler için günde en az 1500-3000 mg alınmalıdır. 500 mg gibi alınacak daha düşük dozların belirgin faydası olmayacak ve omega 3'ün işe yaramadığı gibi yanlış bir kanı ortaya çıkacaktır.

OMEGA 3'ÜN FAYDALARI

-İki ayrı araştırma omega 3'ün ani ölüm riskini E azalttığını bildirmiştir. Konu bel ağrısı ya da ülser değil ani ölümdür. Ani ölüm riskinden daha önemli ne olabilir?

-Almanya da yapılan bir çalışmada, yoğun bakım ünitesinde yatan hastalara günde 7000 mg ve üzerinde omega 3 verilmiş. Sonuç; Ölüm oranı %37 azalmış. Yoğun bakımda kalış süresi kısalmış, antibiyotik ihtiyacı azalmış. Bundan daha güzel bir sonuç olabilir mi?

-Çarpıntı (taşikardi) için günde 1000 mg omega 3 verilmiş. Beta blokör ilaçlar ile aynı sonuç elde edilmiş. Üstelik beta blokörlerin yan etkileri de (yorgunluk, cinsel güçsüzlük ve öksürük) görülmemiş. O halde neden çarpıntı ilacı kullanalım?

-Omega 3 tek başına aspirin ve kolesterol düşürücü ilaçlardan daha etkilidir. Kolesterol düşürücüler karaciğer ve kas dokusunu tahrip eder, cinsel güçsüzlüğe neden olur.

-Günde 3000 mg omega 3 alınmasıyla alzheimer hastalığı riski % 50 oranında azaltılır.

-Omega 3 maküler dejenerasyonu (yaşlılığa bağlı gelişen göz bozukluğu) % 40 oranında düzeltir ve görülme sıklığını % 75 oranında azaltır.

-Günde alınan 3000 mg omega 3 kolesterol düzeylerini normale döndürür.

-1000 mg omega 3 depresyon belirtilerini belirgin biçimde azaltır.

-Hamilelik sonrası depresyon, hamilelik süresince alınan omega 3 ile önlenebilir.

-Allostatik yüklenme, hipertansiyon, şeker hastalığı, kolesterol yüksekliği gibi hastalıkların esas nedenidir.

-3 hafta boyunca günde 7200 mg alınan omega 3, allostaz etkisiyle gelişen böbrek üstü stres hormonları anormalliğini belirgin ölçüde düzeltir.

-Kalp damar hastalıkları ve pankreatit (pankreas iltihabı) günlük 1000 mg omega 3 kullanımıyla %30-50 oranlarında azalır.

-Omega 3 beyin gelişiminde gerekli olan yapı taşlarının mimarlarından biridir. Bu nedenle çocukların günlük en az 1500 mg almaları, yetişkinlerin 3000 mg almalarıyla beyin gelişimlerinin daha sağlıklı olmaları ve hem hastalıklarından korunmaları hemde tedavi olmaları sağlanacaktır.

-Omega 3 kilo almanıza neden olmaz. Kullanımıyla ilgili hiç bir yan etkisi olmayan omega 3, 1000 mg içinde sadece 9 kalori vardır. Bu nedenle toplam 3000 mg günlük omega 3 alınması ile 1 dilim ekmekten alınan kalori miktarı birbirine eşittir.

-Omega 3 doğada, doğal halde olduğu gibi hap biçiminde ya da omega 3 içeriği fazla olan besinlerle alınabilir. Bu nedenle ilaç sınıfına girmez ve kimi doktorlar tarafından tedavi edici özellikleri bilinmez. İlaç olmadığından dolayı sosyal sağlık kurumları tarafından da ödenmez.

-Hastalıkların temelinde, doğal olmayan beslenme ve yaşam alışkanlıkları olduğu görülür. Bunu en açık biçimde doğal ortamlarında yaşayan hayvanlarda bir çok hastalığın olmayışından anlayabiliriz. Oysa doğa, kendi kurallarına uygun davranmayan biz insanlara tedavi olanağını da sunuyor. Omega 3-balık yağı doğanın gerçek bir mucizesidir. İnsan bedeninin her zaman bu besin maddesine ihtiyacı vardır.

Dr. Güçlü Ildız
Nöroloji Uzmanı
 

Albert_Wesker

Emekli Yönetici
Apple Expert
Elit Üye
Apple Sever
Adım
Gökhan
Konum
istanbul
Cihaz
iPhone 11
Katılım
13 Haz 2018
Konular
405
Mesajlar
1,224
Tepkime puanı
1,723
Puanları
2,089
Yaş
35
Konum
Türkiye
Balığın Faydaları - Balığın Yararları - Balığın Zararları

Balığın mucize Faydaları


Birçok hastalığa yakalanma riskini azaltıyor.Ordu Tarım İl Müdürlüğü Balıkçılık Teknolojisi Mühendisi Cemil Örnek, günde kullanılacak 30 gram balığın kalp, damar hastalıkları ile kansere bağlı ölümleri en az yüzde 50 oranında azalttığını belirtti.

Cemil Örnek yaptığı açıklamada, balık yağlarının kas ve eklemlerdeki yangıları azaltmak, eklem romatizmasını yavaşlatmak gibi yararlar sağladığını kaydetti. Su ürünlerinin, özellikle balık ve balık yağının besleyici özellikleri başta olmak üzere sağlığı korumada, birçok hastalığın tedavisinde kullanılmasının çok eski dönemlere kadar uzandığını ifade eden Örnek,"Yapılan bir araştırmada eklem romatizması hastalarına morina karaciğeri yağı kapsül halinde verilmiş ve sabah tutulmalarında, eklem ağrıları ve şişmelerinde, mevcut ağrıların şiddetinde azalma sağlanmıştır.

Hastaların bu uygulamadan memnuniyetinin üst seviyede olduğu belirtilmiştir. Günümüzde vitamin A ve D içeriği yüksek olan morina karaciğeri yağı sağlık ürünleri marketlerinde popülariteye sahip bir ürün olup, raşitizmi önlemede kullanılmaktadır. Diyetle alınan balık yağlarının astım hastalığı üzerindeki olumlu etkileri de bilinmektedir. Bunun başlıca nedeninin diyetle alınan balık yağlarının damar yüzeyini genişletmesi ve bu sayede dokular tarafından daha fazla oksijenin alınabilmesi olduğu bilinmektedir" dedi.

Balığın kalp hastalığı, romatizmal kireçlenme, astım ve endüstriyel ülkelerde yaygın olan pek çok hastalığa karşı direncin kazanılmasında etkili olduğunu ifade eden Örnek, "Balık kanın beyin damarlarında rahat dolaşımını sağlayarak migren ağrılarını, damar tıkanıklığı ve felci önler. Kan basıncını düşürür, hipertansiyonu kontrol eder, damar kasılmalarını azaltır. Damar sertliğini engeller. Kangreni önler. Kanın tüm vücutta dolaşmasını sağlayarak parmak uçlarının duyarsızlaşmasını, el ve ayak parmaklarının dolaşıma bağlı olarak üşümesini önler. Günde ortalama 30 gram balık tüketimi kalp, damar hastalıkları ile kansere bağlı ölümleri en az yüzde 40-50 oranında azaltır. Kanın pıhtılaşmasını azaltır, yağ tortusu riskini önlemede etkilidir. Damar iltihabı ve kronik iltihapları önler ve tedavi eder. Bağışıklık sistemini güçlendirir. Omega-3 yağ asitlerinin göğüs, prostat ve kolon kanseri başta olmak üzere pek çok tümöral hastalıklara karşı koruyucu ve hatta tedavi edici etkileri olabilmektedir. Bazı eklem romatizması hastalarda uzun süreli balık yağı kullanımının sabah katılığı, kavrama kuvveti ve eklem tutukluğuna yaradığı görülür. Ayrıca, deri yangısı ve cilt kuruluğu, egzama, sedef gibi deri hastalıklarının tedavisinde Omega-3 yağ asidi içeren balık yağlarının 8 hafta kullanımı pullanma, kaşınma gibi deri şikayetleri ile etkilenen deri alanını azaltır. Serbest radikallere karşı savaşarak hücrelerin yaşlanmasını önler, hücreleri yenileyerek cildi güzelleştirir" diye konuştu.
 

Albert_Wesker

Emekli Yönetici
Apple Expert
Elit Üye
Apple Sever
Adım
Gökhan
Konum
istanbul
Cihaz
iPhone 11
Katılım
13 Haz 2018
Konular
405
Mesajlar
1,224
Tepkime puanı
1,723
Puanları
2,089
Yaş
35
Konum
Türkiye
İftarda mutlaka olmalı!

Akdeniz, Karadeniz, Ege, Marmara ve boğazlarda, ağustos-eylül aylarında avlanacak en iyi ve lezzetli zamanı olan 17 balık türü, beslenme sağlığı açısından önemli ve sindirimi kolay olduğu için özellikle iftarda tüketilmesi gerekiyor.

Çukurova Üniversitesi (ÇÜ) Su Ürünleri Fakültesi Su Ürünleri Yetiştiriciliği öğretim üyesi Prof. Dr. İbrahim Cengizler, balığın, A ve D vitamini bakımından çok değerli bir tüketim maddesi olduğunu söyledi.

Özellikle kalp ve damar rahatsızlıkları bulunan kişilerce tüketilmesi önerilen balığın, türüne göre yılın hangi zamanında en iyi ve lezzetli zamanının uzmanlarca takvime göre belirlendiğini ifade eden Cengizler, tüketiminde bunun da dikkate alınmasının yararlı olduğunu bildirdi.

Cengizler, Akdeniz, Karadeniz, Ege, Marmara ve boğazlarda ağustos-eylül aylarında tüketilebilecek en iyi ve lezzetli 17 balık türü avlanabileceğini belirterek, ''Bunlar, levrek, istavrit, kılıç, sarıağız, lagos, sinarit, trança, akya, orfoz, palamut, çinekop, sarıkanat, tekir, sardalya, mercan, ispendek, kaya balıklarıdır. Balığın avlanma zamanı, beslenme, yumurtlama ve su sıcaklığı ile tuz oranını dikkate alarak uzmanlar tarafından belirlenmektedir'' dedi.

HAFTADA 5 GÜN TÜKETİLMELİ
Ramazanın 11 Ağustos tarihinde başlayacağını ve 8 Eylülde sona ereceğine dikkati çeken Cengizler, şöyle konuştu:

''Balık, ramazan süresince haftada 5 öğün tüketilmeli. Çocuklarda zeka açısından da son derece yararlı olan bu besin kaynağı, her zaman olduğu gibi ramazanda da mutlaka sofralardan eksik edilmemeli. Sindirimi son derece kolay balık tüketimini, özellikle oruç tutan yaşlılar için öneriyoruz. Vücut tüm gün aç kaldığı ve ağır yağlı yiyecekler sindirim sistemini baskı altına aldığı için balık her yaştan insanlarca tüketilmesi gereken önemli bir besin maddesidir. İftarda özellikle sindirimi son derece kolay olan balık tüketimine özen gösterilmelidir.''

Cengizler, yağlı balığın ızgarada, az yağlı olanların fırında, yağsızların ise genellikle yağda kızartılarak pişirilmesi gerektiğini, tüketicilerin, balığın yağlı olup olmadığı konusunda mutlaka satıcıdan bilgi almasında yarar var olduğunu kaydetti.
 

Albert_Wesker

Emekli Yönetici
Apple Expert
Elit Üye
Apple Sever
Adım
Gökhan
Konum
istanbul
Cihaz
iPhone 11
Katılım
13 Haz 2018
Konular
405
Mesajlar
1,224
Tepkime puanı
1,723
Puanları
2,089
Yaş
35
Konum
Türkiye
lığın Faydaları - Balığın Yararları - Balığın Zararları

Sezonu açıldı, balığı sofranızdan eksik etmeyin

1 Eylülde açılan av sezonuyla birlikte tezgahlar çeşitli balıklarla renklenirken uzmanlar, vitamin, mineral ve proteince zengin balığın haftada en az 2 kez tüketilmesini öneriyor.

Sezonun açılmasıyla pazarda, markette ya da balık hallerinde bütçeye göre balık bulunabildiğini ifade eden Uludağ Üniversitesi (UÜ) Sağlık Uygulama ve Araştırma Merkezi Başdiyetisyeni Sevinç Yetişen, hemen her yaşta balığın sağlık açısından büyük önem taşıdığını, özellikle içerdiği yağ asitleriyle beslenmede önemli yer tuttuğunu anlattı.

Balığın, kaliteli protein, A, K ve B vitaminlerinin yanı sıra fosfor ve çinko gibi mineraller bakımından zengin olduğunu vurgulayan Yetişen, kemiklerin gelişimine ve büyümesine katkıda bulunan bu deniz ürünlerinin yağlılarının enerji kaynağı olarak bilindiğini söyledi.

Yetişen, balık yağında bulunan omega-3 yağ asitlerinin birçok hastalık riskine karşı iyi geldiğinin araştırmalarla ortaya konulduğunu dile getirerek, kırmızı et yerine balık tüketenlerde kalp-damar hastalıklarının daha az görüldüğünü vurguladı.

Omega-3 yağ asidinin, kandaki kolesterol, trigliserid ve kan basıncını düşürerek, kalp sağlığını koruyucu etki gösterdiğine işaret eden Yetişen, ayrıca balıktaki yağ asitlerinin vücudun enerji üretimine katkıda bulunarak, yorgunluğu giderdiğini, konsantrasyon yeteneğini artırdığını ifade etti.

GEBELİKTE BALIK TÜKETMEK NEDEN ÖNEMLİ?
Yetişen, beyin gelişiminin anne karnında başlamasından dolayı balığın bebek ve anne sağlığı açısından da büyük öneminin olduğuna değinerek, şöyle konuştu:

''Gebelikte özellikle son 3 ayda anneden bebeğe önemli ölçüde omega-3 yağ asitleri aktarıldığından bu dönemde balık, bol miktarda tüketilmelidir. Omega-3, özellikle hamilelik dönemi boyunca ve bebeklik döneminin başlarında, beyin ve sinirlerin uygun şekilde gelişimi için çok önemlidir. Yapılan araştırmalarda, bol balık yiyen gebelerin erken doğum, düşük ağırlıklı bebek doğurma riskinin azaldığı ve balığın bebeğin görme yetisini geliştirdiği saptanmıştır. Genel ve beyinsel gelişim açısından 7'nci aydan itibaren çocukların da haftada iki gün mutlaka balık tüketmeleri sağlanmalıdır. Balığın cinsine göre omega-3 miktarı farklılık gösterse de somon, uskumru, ton balığı, sardalya hamsi, omega-3 ihtiyacını karşılar.''

BALIK SEÇERKEN BUNLARA DİKKAT EDİN
Taze balığın gözleri parlak ve lekesiz, solungaç kısımları kırmızımsı pembe, pulları ve yüzgeçlerinin diri olduğunu dile getiren Yetişen, şunları kaydetti:

''Balığın kaslarına basıldığı zaman parmağın bıraktığı izin hemen düzelmesi ve ele alındığında kuyruğunun sert durması gerekir. Balık, dikkatli saklandığı zaman her mevsim tüketilebilir. Kısa sürede tüketilecekse buz içinde veya sıfır derecenin altında bekletilmelidir. Eksi 32 derecede dondurularak, eksi 18 derecede 3-6 ay saklanabilir. Kuru ve serin yerlerde saklanan kurutulmuş, tuzlanmış veya konserve edilmiş balıklar 6-12 ay süreyle tüketilebilir.''
 

Albert_Wesker

Emekli Yönetici
Apple Expert
Elit Üye
Apple Sever
Adım
Gökhan
Konum
istanbul
Cihaz
iPhone 11
Katılım
13 Haz 2018
Konular
405
Mesajlar
1,224
Tepkime puanı
1,723
Puanları
2,089
Yaş
35
Konum
Türkiye
Çocuklara balık yedirin'

Velilerin, eğitim öğretim yılının başlamasıyla bu sezon bol miktarda avlanması, dolayısıyla da ucuzlaması beklenen balığı çocukları için öğün alternatifi olarak kullanabileceği belirtildi.

Protein, D vitamini, fosfor, kalsiyum yönünden zengin olan balığın, kemik sistemi gelişmesinde de önemli rol oynadığı bildirildi. Balıktan azami faydalanmak için taze tüketilmesi gerektiği, balığın taze olup olmadığının ise basit yöntemlerle anlaşılabileceğini vurgulandı.

Karadeniz Teknik Üniversitesi Tıp Fakültesi Halk Sağlığı Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi Doç. Dr. Murat Topbaş, balık avı yasağının 1 Eylül'de sona ermesiyle çok sağlıklı olan bu ürünün balıkçı tezgahlarında yer almaya başladığını söyledi.

Her zaman olduğu gibi okulların açılmasıyla birlikte velilerin çocuklarının dengeli ve sağlıklı beslenmelerini sağlamak için arayış içinde olduklarını ifade eden Topbaş, balığın, 1 yaşından sonra tüm yaş gruplarının tüketmesi gereken çok önemli bir besin olduğuna dikkati çekti.

Topbaş, balıkta protein, D vitamini, fosfor ve kalsiyum gibi vücut için gerekli maddelerin bol olarak bulunduğunu dile getirerek, ''Balıktaki proteinlerin içerdiği amino asitler vücuda önemli katkılar sağlar. D vitamini ise özellikle vücudun kemik sisteminin gelişmesinde, ileri yaşlarda ortaya çıkabilecek kemik erimesinin önlenmesinde büyük rol oynar. Fosfor ve kalsiyum gibi mineraller ise dolaşım, boşaltım ve kemik sistemi için önemlidir. Bu nedenler, herkesin balık tüketmesi gerekliliğini ortaya koymaktadır'' dedi.

Balıklarda vücut için gereken yağ asitlerinin de yer aldığını anlatan Topbaş, ''Bunlar, diğer hayvansal gıdalar açısından baktığımızda balıkta en dengeli olarak bulunur. Dolaşım sisteminde önemli rolleri olan omega 3 ve omega 6 yağ asitleri, balıkta uygun oranlardadır. Kalp ve damar hastalıklarının oluşumunun önlenmesi açısından önemli faydalar sağlar'' diye konuştu.

PİŞİRİLMESİ DE ÖNEMLİ

Doç. Dr. Topbaş, pişiriliş yöntemlerinin, balığın sağladığı yararları konusunda önemli olduğunu vurgulayarak, şunları kaydetti:

''Pişiriliş yöntemlerine dikkat edilmelidir. Buğulama, fırında ızgara şeklinde tüketilmesi, faydaların sağlanmasında önemlidir. Yağda kızartma, mangalda kömüre ve ateşe doğrudan temas şeklindeki pişirilme şekillerinden kaçılmasında yarar vardır. Tersi durumda istenen yararlar ortadan kalkabilir, hatta ortaya zararlar dahi çıkabilir.''

TAZE BALIK NASIL AYIRT EDİLİR

Bu arada uzmanlar, balıkların lezzetli, besleyici ve sağlıklı olabilmesi için özellikle taze olmalarının gerekliliğini ifade ediyor. Taze balık almanın püf noktaları şöyle:

''Gözleri parlak, dışa bombeli olur. Bekledikçe gözleri donuklaşır, içe döner. Taze balığın solungaçları canlı, kırmızı olur. Bayatladıkça bu renk koyulaşmaya, solungaç kurumaya başlar. Pulları derisine yapışık olmalıdır. Eti sıkı ve sert olur. Balığa parmakla dokunulduğunda meydana gelen çukurluk, parmak çekilince hemen düzelmelidir. Bayatlamış balıkta parmak izi kalır. Balık bayatlamaya başlayınca asit kokusu yapar.''

Balığın pişirilme sırasında ve pişirildikten sonra da taze olup olmadığı anlaşılabiliyor. Taze balık pişirilirken kuyruk bölümü havaya doğru kalkar ve gövdesinde kıvrılmalar ve çatlamalar oluşur. Tüketilirken de kılçığı kolay çıkmalı, kırılmamalı ve kılçık eti beyaz olmalıdır. Balığı yerken kılçık kırılıyorsa, kılçık altı eti koyu bir renk almışsa ve yerken ağızda dağılmıyorsa balık bayattır.
 

Albert_Wesker

Emekli Yönetici
Apple Expert
Elit Üye
Apple Sever
Adım
Gökhan
Konum
istanbul
Cihaz
iPhone 11
Katılım
13 Haz 2018
Konular
405
Mesajlar
1,224
Tepkime puanı
1,723
Puanları
2,089
Yaş
35
Konum
Türkiye
Balığın, kadınlarda depresyon riskini azaltabileceği belirlendi.

Avustralya Menzies Araştırma Enstitüsü’nden bilim insanlarının araştırması, haftada en az iki kez balık yemenin kadınları depresyondan koruyabileceğini gösterdi.26-36 yaşındaki 1400’den fazla kadın ve erkeğin katıldığı, 5 yıl süren araştırma, omega-3 yağ asitleri bakımından zengin balığın kadınlık hormonları östrojen ve progesteron hormonlarıyla birleşerek beynin düzgün faaliyet göstermesini sağlayabildiğini ortaya koydu. Balığın bu olumlu etkisinde erkeklerde rastlanmadı. Araştırmanın sonuçları ‘’American Journal of Epidemiology’’ dergisinde yayımlandı.
 

Albert_Wesker

Emekli Yönetici
Apple Expert
Elit Üye
Apple Sever
Adım
Gökhan
Konum
istanbul
Cihaz
iPhone 11
Katılım
13 Haz 2018
Konular
405
Mesajlar
1,224
Tepkime puanı
1,723
Puanları
2,089
Yaş
35
Konum
Türkiye
lıkta başta fosfor olmak üzere, iyot, demir ve kalsiyum gibi madensel tuzlar ve A, D ve B on iki vitaminleri bulunur. Bu özellikleriyle balık:

• Bedene güç ve enerji verir,

• Zihin yorgunluğunu giderir,

• Yapısındaki demir sayesinde kan yapar,

• Balıktaki kalsiyum kemiklerin büyümesini sağlar ve özellikle çocukluk çağlarında gelişmeyi kolaylaştırır,

• Çok gerekli madensel tuzlardan biri olan iyot, vitaminlerin ve diğer madensel tuzların özümlenmesini sağlar.

Erkeğin Cinsel Gücünü Arttırır, Kadını Güzelleştirir:

Balıkta bol miktarda fosfor bulunur. Fosfor erkeğin cinsel gücünü arttırır, Çin nüfusunun bir milyarı aşmasının nedenlerinden biri de Çinlilerin balığa düşkün olmalarıdır. Fosfor, öte yandan, kadın cildini de güzelleştirir. Fosforla beslenen kadın aşk elektriği yayar. Bilimsel incelemelere göre, kadının bedeninde erkeği çeken büyüleyen bir aşk ışığı yayılır. Pervane ateşin yöresinde nasıl dönerse erkek de bu ışığın cazibesine kapılır. Fen, kadın bedeninden yayılan aşk elektriğini ve ışığını inceleyip özel feir fotoğraf camına geçirmiş ve ona (N) ya da Charpantier ışığı adını vermiştir. Fosforla beslenen kadınlar daha çok aşk elektriği yayarlar. Balıkta bulunan D vitamini ayrıca kadına döl bereketi sağlar ve onun doğum gücünü arttınr.

Balık Gözün Cilasıdır:

Balık etinde bulunan A vitamini gözlere kuvvet verir. Çok balık yiyenler yaşlılıklarında bile görme rahatsızlığı çekmezler.
 
Geri
Üst