- Adım
- Öznur
- Cihaz
- iPhone 11
- Katılım
- 13 Haz 2018
- Konular
- 1,107
- Mesajlar
- 5,271
- Çözümler
- 14
- Tepkime puanı
- 4,605
- Puanları
- 3,064
- Yaş
- 39
- Konum
- Türkiye
Bilginin yalnızca duyularımız veya gözlemlerimizle elde edildiğini düşünen bir filozof için bilginin alanı, duyular veya algılarımızla kavrayabileceğimiz alanla sınırlıdır. Yani bu filozof için duyusal olmayan bir şeyin bilgisi mümkün değildir. Buna karşılık olarak insan zihninin duyulardan bağımsız olduğunu düşünen bir filozof, duyusal olmayan bir alanın varlığını ve bilgisini kabul etmekte bir sıkıntı çekmeyecektir. Bu alan, mesela fizik-ötesi varlıkların alanıdır. Bu varlıklar tanrı, ruh ve gelecek hayat gibi varlıklar ve varlık alanlarıdır.
Genel anlamda hiçbir filozof ve "bilgelik peşinde koşmak" anlamında felsefenin kendisi, insan bilgisine sınırlar koymak ve bilgiyi sınırlandırmak istemeyecektir; çünkü bilginin sınırlandırılması demek, felsefenin de sınırlandırılması olacaktır.
Bu bağlamda Platon, Aristoteles, Farabi ve Hegel gibi filozoflar insan bilgisinin sınırlarının olmadığını savunmuşlar ve felsefeye destek çıkmışlardır.
Bu filozoflara göre insan sahip olduğu bilgi yetileriyle tanrı, ruh, evrenin özü ve kader gibi konuların felsefi açıklamalarını yapabilir durumdadır. İnsan doğrunun ve güzelin ilkelerini ortaya koyabilir. Bütün bunların ışığında onlara göre, "metafizik mümkündür" denilebilir.
Bunlara karşılık olarak Kant, Comte ve Peirce gibi bazı filozoflar farklı tarzlarda olmak üzere her şeyin bilgisinin mümkün olmadığını, sadece bazı şeylerin kesin bilgisinin mümkün olduğunu söylemişlerdir.
Bir grup filozof ise felsefenin kendisine özgü bir bilgi alanının olmadığını, onun yalnızca "önermelerin anlamını açıklığa kavuşturmak" olduğunu ileri sürmüşlerdir. Bu filozoflar, felsefe tarihinde "Viyana Cephesi Hareketi" olarak bilinmektedir. Bu ismin kaynağı, bu filozofların kendi görüşlerini 1920'li yıllarda Viyana çevresinde geliştirmeleridir. Viyana Cephesi Hareketi'nin içinde yer alan filozoflardan bazıları Carnap, Schlik ve Ayer gibi çağdaş filozoflardır. Bu hareket bir başka isimle de "Mantıkçı Pozitivizm" veya "Yeni Pozitivizm" olarak bilinmektedir.
Hazırlayan: Sosyolog Ömer YILDIRIM
Kaynak: Prof. Dr. Ahmet Arslan - Felsefeye Giriş Kitabı
Genel anlamda hiçbir filozof ve "bilgelik peşinde koşmak" anlamında felsefenin kendisi, insan bilgisine sınırlar koymak ve bilgiyi sınırlandırmak istemeyecektir; çünkü bilginin sınırlandırılması demek, felsefenin de sınırlandırılması olacaktır.
Bu bağlamda Platon, Aristoteles, Farabi ve Hegel gibi filozoflar insan bilgisinin sınırlarının olmadığını savunmuşlar ve felsefeye destek çıkmışlardır.
Bu filozoflara göre insan sahip olduğu bilgi yetileriyle tanrı, ruh, evrenin özü ve kader gibi konuların felsefi açıklamalarını yapabilir durumdadır. İnsan doğrunun ve güzelin ilkelerini ortaya koyabilir. Bütün bunların ışığında onlara göre, "metafizik mümkündür" denilebilir.
Bunlara karşılık olarak Kant, Comte ve Peirce gibi bazı filozoflar farklı tarzlarda olmak üzere her şeyin bilgisinin mümkün olmadığını, sadece bazı şeylerin kesin bilgisinin mümkün olduğunu söylemişlerdir.
Bir grup filozof ise felsefenin kendisine özgü bir bilgi alanının olmadığını, onun yalnızca "önermelerin anlamını açıklığa kavuşturmak" olduğunu ileri sürmüşlerdir. Bu filozoflar, felsefe tarihinde "Viyana Cephesi Hareketi" olarak bilinmektedir. Bu ismin kaynağı, bu filozofların kendi görüşlerini 1920'li yıllarda Viyana çevresinde geliştirmeleridir. Viyana Cephesi Hareketi'nin içinde yer alan filozoflardan bazıları Carnap, Schlik ve Ayer gibi çağdaş filozoflardır. Bu hareket bir başka isimle de "Mantıkçı Pozitivizm" veya "Yeni Pozitivizm" olarak bilinmektedir.
Hazırlayan: Sosyolog Ömer YILDIRIM
Kaynak: Prof. Dr. Ahmet Arslan - Felsefeye Giriş Kitabı