Call of Duty Vanguard Singleplayer Modu İncelemesi

Oyun sektöründe askeri-FPS denince akla gelen iki isimden biri olan Call of Duty serisi, yeni oyunlarıyla karşımıza çıkmaya devam ediyor. Yaklaşık 17-18 yıllık bir geçmişi olan seri günümüzde hala popülerliğini koruyor. Yeni oyun ile tekrar İkinci Dünya Savaşı’na dönüyoruz. Peki Call of Duty Vanguard nasıl olmuş? İşte karşınızda Call of Duty Vanguard Singleplayer Campaign modu incelemesi.

5 Kasım 2021 tarihinde çıkış yapan serinin yeni oyunu Call of Duty Vanguard, inceleme puanları ve kullanıcı yorumları açısından pek olumlu yorum olmasa da ortalama bir Call of Duty oyunu olarak anıldı. Betaları gerçekleştirilen ve 5 Kasım itibariyle de çıkış yapan Vanguard, bizleri tekrar İkinci Dünya Savaşı’na götürdü.
Oyun, üzerinde 100 üzerinden 75; üzerinde ise 73 puana sahip. Peki, bizim açımızdan Call of Duty Vanguard nasıl bir oyundu? Bu incelemede bu sorunun cevabını veriyor olacağız. Yazıda oyunun hikayesinden ufak spoilerlar görebilirsiniz. İnceleme sadece Singleplayer olan Campaign modunu kapsamaktadır. Keyifli okumalar dilerim.

Call of Duty Vanguard:​

call of duty vanguard

  • Piyasaya Sürülme Tarihi: 5 Kasım 2021
  • Seri: Call of Duty
  • Geliştirici: Sledgehammer Games
  • Yayıncı: Activision
  • Platformlar: PlayStation 4, PlayStation 5, Xbox One, Xbox Series, Microsoft Windows,
  • İnceleme yapılan platform: Xbox Series S

Call of Duty Vanguard bizlere ne anlatıyor?​

vanguard hikaye

İncelemede Campaign modu üzerinde duracağımız için oyunun bizlere nasıl bir hikaye sunduğundan başlamak önemli olacaktır. Oyunun hikayesi İkinci Dünya Savaşı’nda geçen bir kurgu ve gerçek karışımı bir hikaye durumunda. 6 kişilik farklı uyruklardan bir araya gelen müttefikler tarafında özel bir timin hikayesine tanık oluyoruz. Naziler ve Japonya’ya karşı cephelerde savaşıyor ve farklı görevlerde timde yer alan karakterlerin geçmişini öğreniyor ve ekibe neden alındıklarını öğreniyoruz. Bu kısma karakterler bölümünde tekrar değineceğiz. Hikaye kurgu ve gerçek karışık demiştik. Evet, böyle dememiz doğru çünkü oyunun çoğu bölümünde gerçek yaşanan savaşlara tanık oluyoruz ancak bu gerçekliğe oyundaki karakterlerin ve ufak hikaye kurgularının eklendiğini görüyoruz. Gerçeklik içerisinde kurgu hikayeler yer almakta.
Hikaye, temelinde aşırı zayıf ve tamamen zorlama olmuş diyebilirim. En azından gerçek savaşların içerisine girebilmek ve buna tanık olmak keyifliydi ama oyunun kurduğu ana hikaye içi boş ve sadece olması gerektiği için var. Karakterlerin geçmişleri ve motivasyonları genel hikayeye bir nebze daha iyi. Özetle oyunun hikayesi pek yeterli değil gibi.

Yine mi İkinci Dünya Savaşı?​

vanguard ikinci dünya savaşı

Sovyetler Birliği, Amerika, Fransa ve diğer müttefiklerin Nazi Almanyası ve Japonya ile yaptığı mücadele sanki çok tanıdık değil mi? Evet, gerçekten bu konuda oyun dünyası ikiye bölünüyor. Bir kısım bu temanın suyunun sıkılmasını istese de diğer kısım artık modern tema üzerinde ayakları sağlam bir hikaye modu istiyor. Ben de bu suyu sıkılma işinden gerçekten sıkıldığımı belirtmek istiyorum. Askeri-FPS oyunlar İkinci Dünya Savaşı temasını artık yeterince kullandı. Call of Duty’nin kaçıncı kullanımı artık sayamıyoruz ama Call of Duty 2, Call of Duty 3, Call of Duty World at War, Call of Duty WW2 ve şimdi ise Call of Duty Vanguard ile İkinci Dünya Savaşı’nın suyunu sıkıyoruz.
Bence artık bu seri modern temaya ayak uydurmalı ve alternatif kurgu hikayelere ağırlık vermeli. Belki de şu an bakıldığında Call of Duty serisinin en başarılı üçlemesi Modern Warfare diyebiliriz. Bu üçlemenin en büyük özelliği tamamen kurgu olması ve çok başarılı bir hikayesinin olması. Karakterleri de bugün hala unutulmuyor. Bu yüzden bu tema gerçekten artık oyuncuları genel olarak bıktırmış gibi duruyor. İkinci Dünya Savaşı’na çok özel bir sempatiniz yoksa suyun sıkıldığını hissedebilirsiniz.

İşte karakterlerimiz: Vanguard’ın Özel harekat timi:​

vanguard karakterler

Call of Duty Vanguard, bizlere 6 kişilik ana timden 4 kişinin özel hikayesini oyun boyunca anlatıyor. Bu karakterler Arthur Kingsley, Polina Petrova, Lucas Rigg ve Wade Jackson. Karakterlerin hepsinin kendine ait spesifik bir hikayesi var. Özellikle hepsinin takım içerisinde özel bir görevi ve yeteneği sayesinde büyük katkısının olması oyunun oynanış kısmında oyuncunun sıkılmamasını sağlıyor. Arthur ile oynarken takıma komut verebiliyor, Polina ile oynarken keskin nişancılık yeteneklerinizi konuşturuyor, Lucas ile oynarken birçok farklı bomba arasında geçiş yapabiliyor ve takımınıza destek verebiliyor ve son olarak Wade ile oynarken odaklanma yeteneğiniz ile düşmanları görebiliyor, yavaş çekimde ateş edebiliyorsunuz. Her karakter, farklı yetenekleri ile birbirlerini tamamlıyor.
Arthur, İngiliz ordusunda eğitim almış bir asker ve takımın ana lideri. Polina, Stalingrad cephelerinde Nazilerle savaşmış ve lakabı Lady Nightingale olan onlara korku salmış bir keskin nişancı. Lucas, Kuzey Afrika’da görev almış bir bomba uzmanı. Wade ise Midway Savaşı’nda Japonlara karşı büyük bir savaşa katılmış başarılı bir pilot ve bombardıman uçağı kullanma konusunda tecrübeli. Hepsi birbirinden yetenekli ve birbirlerine değer katıyorlar ancak oyuncu olarak bağ kurma konusunda pek bir etkileyicilik yok. Karakterler farklı evet ama oyuncu olarak onlarla bağ kuracak kadar sizi etkilemiyor. Bu konuda eksiklik belirtmek doğru olacaktır.

Görevler yeterince iyi mi?​

vanguard görevler

Campaign modundan söz ediyorsak görevlerden beklentimizin çok üst seviye olması gerekiyor. Görevler tamamen ortalama diyebilirim. Görev sayısı ile başlarsak oyunda gerçekten çok az görev bulunuyor. Oyun uzunluğunu doğrudan etkilediği için bu kadar az görev olması oyunun uzunluğunu da kısaltıyor. Görevlerin iç yapısına baktığımızda ise günümüz ve geçmiş arasında dolaştığımız ama genel olarak çoğu görevde özel ekibimizde yer alan karakterlerin hikayelerini öğreniyoruz. Görevler konusunda birçok farklı cepheye gitmemizi beğendim diyebilirim. Oyunda Stalingrad, Tobruk, El Alamein, Midway, Normandiya ve daha birçok farklı bölgede yapılan savaşlar anlatılıyor ve karakterlerimiz bu savaşların içinde bizzat yer alıyor.
Çeşitlilik olarak bakarsak ise üst seviye olmasa da çeşitliliğin iyi sunulduğunu söyleyebiliirim. Özellikle bölgelerin, karakterlerin ve cephelerin değişmesi her bölümün farklı bir atmosfer sunmasını sağlıyor. Kesinlikle çok daha çeşitli olabilirdi ancak her görev birbiriyle kesinlikle aynı değil ve kendini özel hissettiriyor diyebilirim.

Etkileyici grafikler ve atmosfer:​

vanguard grafik ve atmosfer

Call of Duty Vanguard’ın sevdiğim yanlarından birisi ise grafikler ve atmosfer oldu. Askeri-FPS oyunlarında grafikler ve atmosferin çok önemli bir yeri olduğunu düşünüyorum. FPS bakış açısından dolayı da oyuncunun kendisini oyun içinde hissetmesini sağlamak için grafiklerin kaliteli olması gerekiyor. Vanguard, grafiksel olarak gerçekten iyi bir iş çıkarmış. Oyunu belki de diğer konsollara ve cihazlara göre en düşük grafik ile gösterebilecek Series S konsolunda oynamama rağmen grafikler harikaydı. Atmosfer ise gerçekten şahane olmuş. Her bir görevde savaşın içerisine dalıyorsunuz. Her tarafınızdan geçen mermiler, patlayan mayınlar, bombardıman uçaklarının sesleri, askerlerin bağırışı ve daha birçok unsur ile savaş atmosferi başarılı bir şekilde yakalanmış ve yansıtılmış.

Sinematik anlatım:​

vanguard sinematik anlatım

Grafik ve atmosferden bahsetmişken sinematik anlatımı da araya sıkıştırmak gerektiğini düşünüyorum. Oyunun ara sahnelerini gerçek aktörlerin canlandırması ve oyun içine entegre edilmesi ile düzenlenmiş. Her ne kadar FPS 24 veya 30 civarlarına düşse de bir film veya dizi tadında başarılı ara sahneler ve sinematik anlatım olduğunu söyleyebilirim. Oyunun anlatımı çok akıcı ve bir film izler gibi yerinizden kalkmadan saatlerce deneyim yaşayabilirsiniz.
 
Geri
Üst