Deizm (Yaradancılık) Nedir, Ne Demektir?

TheLastMohikan

Tecrübeli Üye
Elit Üye
Apple Sever
Adım
Serkan
Meslek
Güvenlik
Cihaz
iPhone 15 Pro
Katılım
11 Haz 2018
Konular
266
Mesajlar
1,117
Tepkime puanı
355
Puanları
2,479
Yaş
37
Deizm anlayışı iki temele dayanır; ilki Tanrı’nın varlığı akılla bilinebilir, ikincisi evren yaratıldıktan sonra, kendi yasalarına göre işler. Yani Tanrı evrene karışmaz, evrene aşkındır. Deizm, dine akılcı bir açıdan yaklaşır. Deizm’e göre Tanrı’nın varlığını kanıtlamak için mucizelere, vahiylere ihtiyaç yoktur, bunlara karşı çıkar. Temsilcileri J.Locke, J.J.Rousseau ve Voltaire’dir.

Tanrı'yı yalnızca ilk sebep olarak kabul eden, evreni bir Tanrı'nın yarattığına inanmakla beraber yaratıcının evrene hiçbir müdahalesi olmadığını ve olmayacağını savunan, vahyi reddeden görüştür.

Deizm veya Yaradancılık, kaynağını mantık ve doğadan alan, tüm dinleri reddeden tek Tanrı inancıdır. Dinler reddedildiği için peygamberler, kutsal kitaplar, sevap, günâh, ibâdet, dua, vahiy, kader, ahiret, cennet, cehennem, melek, cin ve şeytan gibi kavramlar bu inanışta yoktur. Deizm'de sadece evrenin işleyişi için doğa kanunlarını koyan, bunun ardından evrene ve insanlığa hiçbir müdahalesi olmayan bir Tanrıya inanılır.
Deizm kavramı ilk olarak 17. yüzyılda özellikle İngiltere’de kullanılmaya başlanmıştır. Terim Lâtince Tanrı anlamındaki Deus sözcüğünden türetilmiş ve özgür düşüncelilerin Tanrı inancını belirtmede kullanılmıştır.

Deist düşünce; eski zamanlardan beri (tahminen mö 535) vardır. Deizm kelimesi ise; 17. yüzyılda özellikle İngiltere'de kullanılmaya başlamıştır. Doğa dinine inanış 17. yüzyılda Avrupa'da bir devrim olmuş; birçok kültür bu akıma destek vermiştir. Rönesans dönemindeki hümanist yaklaşım; Avrupa'nın Klasik Roma ve Antik Yunan dönemindeki düşünceleri çalışmaya itmiştir. Bunun yanı sıra; eski dokümanların analiz edilmesi doğrultusunda ve bilimin de sunduğu olgularla tarihte ilk defa Hristiyan toplumlar tarafından İncil eleştirilmiştir. Yapılan araştırmalar doğrultusunda; Dünya Tarihi'nin İncil'de anlatıldığından çok daha farklı olduğu ortaya çıkmıştır. 16. ve 17. yüzyılda Avrupalıların Amerika, Asya ve Pasifik'i de keşfetmesinden sonra; aradaki farklılıklardan, dini Nuh'tan geliş teorisinin bozduğuna inanılmıştır. Bu konuda Herbert; De Religione Laici (1645) de şu sözleri yazmıştır.

« Birçok inanış ya da din, açıkca, birçok ülkede uzun süredir vardı ve kesinlikle kanun koyucuların bahsetmediği bir tane bile yoktu, Wayfarer'ın Avrupa'da bir tane bulması gibi, başka biri Afrika'da, Asya'da ve bambaşka bir tanesi de Hindistan'da... »

Bu doğrultuda; Hristiyanlığın birçok din arasındaki dinlerden biri olduğunun farkına varılmış; ve hiçbir şeyin bir dinin diğerinden daha iyi ya da daha doğru olduğunu ispatlamayacağına inanmışlardı.
 
Geri
Üst