Enis Batur Şiirleri

Damla 

Co Admin
Yönetici
Apple Expert
Adım
Öznur
Konum
İstanbul
Cihaz
iPhone 11
Katılım
13 Haz 2018
Konular
1,090
Mesajlar
5,080
Tepkime puanı
4,305
Puanları
2,589
Yaş
39
Konum
Türkiye
Enis BATUR HAYATI:

Enis Batur, 28 Haziran 1952'de Eskişehir'de doğdu. İlk yazısı 1970'de, ilk kitapları 1973'te yayımlandı. M.E.B. Yayın Dairesi başkanlığını (1979-1980), Milliyet'in kültür servisi ve yan yayınlar yöneticiliğini (1983-1984), Milliyet Büyük Ansiklopedi'nin (1986) ve Dönemli Yayıncılık'ın genel yayın yönetmenliğini (1987-1988) yaptı; 1988'den beri Yapı Kredi Yayınları'nda çalışıyor.

Yazı, Oluşum, MEB, Tan, Gergedan, Şehir, Sanat Dünyamız, Kitap-lık, Cogito, Arredemento Dekorasyon, Fol gibi dergilerin hazırlanışında sorumluluklar üstlendi; Remzi Kitabevi'nin (1990-1993), TRT'deki "Okudukça" programının (1994-1999) yayın danışmanlığını yaptı; Açık Radyo'nun kuruluşuna katkıda bulundu ve "Şifa, Şifre, Deşifre" programını gerçekleştirdi; UNESCO'nun "Göreme'den İstanbul'a kültür mirasımız" kampanyasını (1984) yönetti, Cumhuriyet, Milliyet, Dünya, Aydınlık gazetelerinde, Yeni Gündem, P-Eki, Express, 2000'e Doğru dergilerinde 1978-1998 arası düzenli haftalık yazılar yazdı; yurtdışındaki çeşitli dergilerde ürünleri yayımlandı: Poesia, Il Ebbro Quaterno, Letters Internationales, Quarterly West, Tabaccaria, Podium, Kelk, Connaissance des Arts, Talismen, Didale.
Şiirleriyle Cemal Süreya, Altın Portakal, Sibilla Aleramo ödüllerini, denemeleriyle TDK ödülünü kazandı.
Kitaplarından Opera üzerine Ahmet Oktay'ın kitabı İsrafil'in Sûru ve bir sempozyumun bildirilerini biraraya getiren Opera Odağında Enis Batur Şiiri, yapıtları üzerine yazılmış yazılardan bir seçmeyi derleyen "Otuz Kuş Bakışı", Hatice Aynur'un hazırladığı Enis Batur Bibliyografyası 1970-1995 ve Cem Akaş'ın Belkienisbatur'u hakkındaki başlıca kaynaklardır.
Batur, Galatasaray Üniversitesi'nde ders veriyor.


Eserleri

• AMAZON
• ARS POETİCA
• AZTEK YILI BİTERKEN
• BEKLEYİŞ
• ÇİFT
• DÜŞÜK NİNNİ
• FAL
• İLENÇLİ NİNNİ
• ORTAK BİR IŞIK
• SAHİCİ TANRI
• SÜMELA
• ULAK
• YOKUŞ
 

Damla 

Co Admin
Yönetici
Apple Expert
Adım
Öznur
Konum
İstanbul
Cihaz
iPhone 11
Katılım
13 Haz 2018
Konular
1,090
Mesajlar
5,080
Tepkime puanı
4,305
Puanları
2,589
Yaş
39
Konum
Türkiye
ALBİNO


kaç gece kaç gün geçti bilmem;
bembeyaz denizin üzerinden uçarı
bir kabuk, uzun, arşa yükselen
albino dalgaların savurduğu kör
bir lekeydim: yorgun, korkusunu
çoktan terketmiş, hem iki boşluk
duygusu arasında sonsuz kuş, hem
kuyunun dibinde soluksuz karanlık
hayvanı, bekledim, kaç gece kaç gün
geçti bilmeden çoktan geçmişken
kendimden an geldi koptum hepten,
çekildim uzaktaki bir noktaya doğru,
içimden geçen eksen mi kırılmıştı,
gövdemi tutan yay mı oynamıştı
kökündeki yerinden bilemedim:
kaçıncı gecenin sabahıydı doğmadı
güneş, bana gönderilen tufanın
ardından gelen siyah bir gündü, uyandım.
 

Damla 

Co Admin
Yönetici
Apple Expert
Adım
Öznur
Konum
İstanbul
Cihaz
iPhone 11
Katılım
13 Haz 2018
Konular
1,090
Mesajlar
5,080
Tepkime puanı
4,305
Puanları
2,589
Yaş
39
Konum
Türkiye
AMAZON


Gecemden uykuyu söküp aldılar,
yüzümden gamzeyi: Aynalara
durdum günden güne,
boy aynalarına serdim pozumu,
vitrinden vitrine bir cinnet,
gezdim: Mevsim sonu gelirken
mankenler bile çıplak, tamamdı.

Geceme uyku verdiler sonra,
göğsümdem söküp aldılar kem
yengeci: Gidip geliyordum ki
eksik
sisli aynaların içinde, duydum
Yengeç'in kirbaçsıi sesini:
'Neslihan bir Amazon şimdi'
 

Damla 

Co Admin
Yönetici
Apple Expert
Adım
Öznur
Konum
İstanbul
Cihaz
iPhone 11
Katılım
13 Haz 2018
Konular
1,090
Mesajlar
5,080
Tepkime puanı
4,305
Puanları
2,589
Yaş
39
Konum
Türkiye
AMAZON


Gecemden uykuyu söküp aldılar,
yüzümden gamzeyi: Aynalara
durdum günden güne,
boy aynalarına serdim pozumu,
vitrinden vitrine bir cinnet,
gezdim: Mevsim sonu gelirken
mankenler bile çıplak, tamamdı.

Geceme uyku verdiler sonra,
göğsümdem söküp aldılar kem
yengeci: Gidip geliyordum ki
eksik
sisli aynaların içinde, duydum
Yengeç'in kirbaçsıi sesini:
'Neslihan bir Amazon şimdi'
 

Damla 

Co Admin
Yönetici
Apple Expert
Adım
Öznur
Konum
İstanbul
Cihaz
iPhone 11
Katılım
13 Haz 2018
Konular
1,090
Mesajlar
5,080
Tepkime puanı
4,305
Puanları
2,589
Yaş
39
Konum
Türkiye
ARS POETİKA


Hiçbir şeye benzemediği söylendi şiirlerimin,
Wallace Stevens'a benzediğim, hiç kimseye
benzemediğim, olsa olsa ``II. Yeni'nin devamı'',
``III. Yeni'nin ta kendisi'' sayılabileceğim --
``delisaçması bir söz ve işaret yumağı'' denildi.
Bütün bunlar bensem, bütün bunlar bendim.
Yaktığım kağıtlar, fırladığım kürsüler
ve çekilip dinlediğim kör mağarada
söyleştiğim gölge, örümcek, alter:
Kendimden çekilsem de, gelsem de
kendime farkedilmedi: Ateşin içine
söktüğüm el, gözümü ayırmadığım saat,
insanlarla çarpıştığım seyrek günler
ses ile kelimenin birbiriyle
dikleştikleri yere kilitledi beni.

Gençtim, çok genç -- şiiri düzen sanmıştım:
Çileydi gözümde, arınma ve yurttu,
terkedilmiş yüzüm için her an yanımda
yürüyen aynaydı, gecenin kaynağında
gövdemi dalgalayan simsiyah su, sanmıştım.

Yıllar başka bir yol çiziyor tortuya.
Şüphesiz şimdi de sanıyorum: Sehere
duyduğum inanç arkamdaki koyu, hem
delifişek uykudan geliyor belli ki.
Düzen değil şiir, kargaşa değil. İki üç
arası zamanı çelen uçarı bir odak belki.
Belki zaman ender seslerin eşiğinde tuzak,
kıvrılıp yatmış çıngıraklı bir soru,
od noktasında, hançerede, yerimden
her oynayışımda kuytudan çıkagelen
koşnul bir yumak belki. Bir düzen değil
ama - bekleyiş, zemberek, inatçı, koz,
kaknus hep.

Kömürden elmasa varmak için
çıktığım yolda elmastan yola çıktığımı
unutmadım: Yangınsa sonunda yazılan,
orada yazacağım an gelmeli de. Birer
kıvılcım olsun harflerim, her kelimemi
yalım dili taşısın - öyle bir ateş ki
içinde içimde tutuşmuş bir karanlıktan
kana kanaya içsin herkes, istedim.
 

Damla 

Co Admin
Yönetici
Apple Expert
Adım
Öznur
Konum
İstanbul
Cihaz
iPhone 11
Katılım
13 Haz 2018
Konular
1,090
Mesajlar
5,080
Tepkime puanı
4,305
Puanları
2,589
Yaş
39
Konum
Türkiye
AZTEK YILI BİTERKEN


Bırak, gelsin: ışık, ses, temas:
Sen sis nedir bilir misin?
Avlandığım ıssız akşamlar,
kıpırtısız binlerce yaprak
ve erketede bekleyen rüzgar
hatırlıyorum herşeyi bir
bir unutuyorum herşeyi:
Bu gam, bu dövme, Ave Maria
ve kuşların toparlanma çağı:
Güneş batarken başını kaldırıp
kısık gözleriyle gökyüzünü delen
kadından kalmış bir bakış
hızla akıyor içimden.

Karanlığın sonuna gittim ben.
Orada pencereler dilsiz
kapılar sürgülüyken bağırdım:
Yankı dönüp geldi ve vurdu
yüzüme: Çöktüysem, tortu, dibime
kimse sallanmasın artık.
 

Damla 

Co Admin
Yönetici
Apple Expert
Adım
Öznur
Konum
İstanbul
Cihaz
iPhone 11
Katılım
13 Haz 2018
Konular
1,090
Mesajlar
5,080
Tepkime puanı
4,305
Puanları
2,589
Yaş
39
Konum
Türkiye
BAŞKA YOLLAR


Bazı yolculuklarımı Gece`ye benzetiyorum ben.
Kendi karanlığımın, ama bir başkasının uykusunun içinde başlayan, gelişen seferler onlar.
Kaybolmaktan, kayboluştan söz etmiyorum tam; aramanın, yaklaşıyor olma duygusunun çekirdeğinden eksik olduğu birkaç yolculuğun yanından geçtiğim oldu, ama hiçbirini Gece`yle, gecelerle örtüştüremedim bu nedenle (...)

Dönüp, dönenip duruyorum olduğum yerde; gövdem, sıkıştığı köşede güç bela hareket ediyor, görmeyi henüz bilemiyorum gerçi, gene de yavaş yavaş sertleşen kafatasının dibindeki bir ekrandan hiçbirini teşhis edemediğim görüntüler ölçüsüz bir hızla akıyor.'
 

Damla 

Co Admin
Yönetici
Apple Expert
Adım
Öznur
Konum
İstanbul
Cihaz
iPhone 11
Katılım
13 Haz 2018
Konular
1,090
Mesajlar
5,080
Tepkime puanı
4,305
Puanları
2,589
Yaş
39
Konum
Türkiye
BEKLEYİŞ


Cehennem kimdir demiştiniz?
Keder kuşlarını ben de gördüm
Flütün ucundan bir oraya bir buraya
Evet, biliyorum, herşey benim düşgücüm
Şeyi, nasıl söylenebilir, bu kelimeler
Böyledir işte: Tam tutacakken...

Yağmur yürüyüşüne çıkmıştık o gün,
Unutmam ben ayrıntıları, kimdi
Hatırlayamıyorum tabii, ne önemi olabilir
İsimlerin, evet yüzünü de getiremiyorum
Gözümün önüne, eylüldü, eylüllerden
Biri, cehennem kimdir diyordunuz?
 

Damla 

Co Admin
Yönetici
Apple Expert
Adım
Öznur
Konum
İstanbul
Cihaz
iPhone 11
Katılım
13 Haz 2018
Konular
1,090
Mesajlar
5,080
Tepkime puanı
4,305
Puanları
2,589
Yaş
39
Konum
Türkiye
BEŞ GÜL


Sizin için tuttum beş gül getirdim Sevgili,
durup dururken beş kırmızı gül getirdim, kan.
Beş beyaz gül süt, beş sarı gül altın yaprak,
tuttum beş pembe gül getirdim Sevgili, tan.

Başka bir el koparmış onları, benim elim
bunca korkak: Bir dikmeyi bilirim. bir de
dokunmayı: Tepeden tırnağa teniniz yangın
beldem, sizin için beş siyah gül parmaklarım.

kömür. Toprak, temas, sahi bir de ak kağıt,
seçtiğim kelimelerin arasında nedense mağrur,
ilerlerim karda bıraktığım izler birer ağıt,
ayırdım dikenleri: Sizin için bu beş arı gül.
 

Damla 

Co Admin
Yönetici
Apple Expert
Adım
Öznur
Konum
İstanbul
Cihaz
iPhone 11
Katılım
13 Haz 2018
Konular
1,090
Mesajlar
5,080
Tepkime puanı
4,305
Puanları
2,589
Yaş
39
Konum
Türkiye
BEYAZ SAYFA


Bir okur yakınıyordu: "Şiirlerinizde
çok sayıda özel isim geçiyor: Yabancı kentler,
insanlar, hatta bazen de kelimeler". Onu dikkatle
dinlemiş, birşey anlayamamıştım. "Neden Bruges
ya da Monteverdi'yi yabancı buluyor da,
mürekkep ya da tılsım geçince
o kelimeleri, anlamlarını, anlamlarının
berisinde örtünen erden yüzlerini tuttuğuna
bu kadar çabuk inanabiliyor acaba?" demiştim
kendi kendime. Bruges'de topal bir at gibi
gezdiğim günleri ve geceleri bilseydi o okur...
ama bilebilir miydi bir şehrin her zaman
bir şehir, bir kelimenin hep bir kelime,
anlamın ortasında buluştuğumuz bir anlam
olmadığını bilebilir miydi o yabancı okur?
Eve dönüp masama oturduğumda bakmıştım:
Şamdan, sigara tablası, kalemlerim,
yorgun kabzalı birer tabanca gibi duran
bütün bu eşya birer kelime olmazdan önce
özel, herkes için yabancı işaretlerdi.
Bir dolmakalem seçip bembeyaz sayfayı
çekmiştim önüme: "Bir okur yakınıyordu:
Şiirlerinizde çok sayıda..."
 

Damla 

Co Admin
Yönetici
Apple Expert
Adım
Öznur
Konum
İstanbul
Cihaz
iPhone 11
Katılım
13 Haz 2018
Konular
1,090
Mesajlar
5,080
Tepkime puanı
4,305
Puanları
2,589
Yaş
39
Konum
Türkiye
BİR KIŞ MESELİ


Vur, vur, o an toparlanır
katı düş, sis:
Bir gül yarasıdır kılıcın
eriyik gözde açtığı.

Mevsim bitiştirir siyah lekeleri
birer halka gibi kör zincire,
ki kılıç
bir yara daha açar düşe, vur,
vur, toparlanır uykumun
eş soluğu.

Bir kış sabahı, buğu ve tütsü,
'deniz kıyısında bir çöl
ülkesi'ne yol, at terkisinde
bulanık bir bedevi kimliği
geliştirir savruk bellek, kar
arttırdıkça arttırır sabahı.

Uzun, zorlu göç! Ben ki kim
olmaktayım gün, gece, bitsin
gün ve gece, daralsın soluğum
bir umman kafeste!

Vur, o an toparlanır
katı düşün bağrında
kesintisiz sürgün yazısı;
vur ve soğumadan gönder:
Kim bilecek kim olduğumu.
 

Damla 

Co Admin
Yönetici
Apple Expert
Adım
Öznur
Konum
İstanbul
Cihaz
iPhone 11
Katılım
13 Haz 2018
Konular
1,090
Mesajlar
5,080
Tepkime puanı
4,305
Puanları
2,589
Yaş
39
Konum
Türkiye
ÇİFT


Pus, sis, alaca
bir tesbih saatler,
çeviriyorum.
Bir düğme açıyorum yakamda,
bir başka düğme kapanıyor,
çıkıp yürüyorum
nisandan nisana doğru.

Düşüyor işte dilimdeki tetik
ve havaya çiziyorum
sesleri, sessiz harfleri
bomboş bir çiviyle.
Bir düğme açıyorum yakamdan,
bir düğme daha açıyorum:
Tutup kökünden söndürdüğüm
geceye fırlıyor
apansız
bir kuş sürüsü.

Kedimin gözleri
gecemi aydınlatıyor
 

Damla 

Co Admin
Yönetici
Apple Expert
Adım
Öznur
Konum
İstanbul
Cihaz
iPhone 11
Katılım
13 Haz 2018
Konular
1,090
Mesajlar
5,080
Tepkime puanı
4,305
Puanları
2,589
Yaş
39
Konum
Türkiye
DAMLA


Zaman, dolmakalemin kustuğu
mürekkep damlasında biçim alır:
Islak, aldığı ışıkla canlı, geçip
gittiği kurumasından belli.
Etkisine gelince, kapladığı ilk,
kesin alanın etrafında, neden
sonra kağıdın dokusunun emip
yaydığı bir hale belirir ya,
bellek herşeyi biraz tutar
biraz büyütür.
 

Damla 

Co Admin
Yönetici
Apple Expert
Adım
Öznur
Konum
İstanbul
Cihaz
iPhone 11
Katılım
13 Haz 2018
Konular
1,090
Mesajlar
5,080
Tepkime puanı
4,305
Puanları
2,589
Yaş
39
Konum
Türkiye
DEJA-VU


Takvimin, ağır, kadınsı dönüşünde hayat musluğuna biriken
anları paylaşamıyor insan kimseyle : Ne coşku, ne buruk tad, bir
lokomotifin ardına taktığı iki som düş vagonunu geri geri
koyağa söküşünden sökün eden o yabanıl, unutulmamış duygu
ve her sabah, aynı pencereden aynı gözün aynı görüntüyü
bulup retinede doğurduğu yumuşak ayar: Saf beyaz dumanın seke
seke kurdugu bulut dansından her zaman yaşanmış bir tüy doğuyor
 

Damla 

Co Admin
Yönetici
Apple Expert
Adım
Öznur
Konum
İstanbul
Cihaz
iPhone 11
Katılım
13 Haz 2018
Konular
1,090
Mesajlar
5,080
Tepkime puanı
4,305
Puanları
2,589
Yaş
39
Konum
Türkiye
DUMAN


Gümüş düşlerimin içinde dolaştı
geceden geceye
iri göğüslü Tatar kadınları
ve köpük köpük bir at,saçakları dövdü yağmur,saç damlarda
bir akordun merdiveninden
aşağı yukarı tırmandı
durdu piyano,
eylül müydü
yoksa eylül ile ekim arası
kimsenin henüz tanışmadığı bir ay mı:
Bir odada sigara dumanı ve sessizlik,
toplanmıştık Vladimir,Sergei ve ben,
ne anlamsızdı intihar etmek,
etmemek.

Dolaştım gümüş bir uykunun içinde
peşisıra yabanıl beyaz kısrakların,
geçtim hızla kundağımın
ve taşımın önünden,
gördüm:Bir odada yapayangın,
toplanmıştılar
deldiğim Zaman,sigara dumanı,
namludan çıkan mermi-
uyandım,durdurtacakken:
içimde çarpışan iki tren.
 

Damla 

Co Admin
Yönetici
Apple Expert
Adım
Öznur
Konum
İstanbul
Cihaz
iPhone 11
Katılım
13 Haz 2018
Konular
1,090
Mesajlar
5,080
Tepkime puanı
4,305
Puanları
2,589
Yaş
39
Konum
Türkiye
DÜŞÜK NİNNİ


Beli bağlanmış anneler babalar
için de bir ninni düşmeli;

Abélard'dan Heloise'den sözetmeden
yumuşak, umutsuz bir nota bulmalı
Doğuma muska kurup karayazı kırmadan
çocuğun olması mı ölmesi mi diye sormalı;

Ey tohum tanrısı! Temsili bir çocuk
için de düş yatağında uykusuz kadınlar mı
olmalı ?
 

Damla 

Co Admin
Yönetici
Apple Expert
Adım
Öznur
Konum
İstanbul
Cihaz
iPhone 11
Katılım
13 Haz 2018
Konular
1,090
Mesajlar
5,080
Tepkime puanı
4,305
Puanları
2,589
Yaş
39
Konum
Türkiye
EDİP CANSEVER İÇİN REQUİEM


Sizin için kokladım gülü,
durdum
yürüdüm
düş tutup uyku kırdım
sizin için
baktım
bakılmaması gereken anda
bakılmaması gereken birşeye,
sizin için susadım ve içtim
bu gecikmiş kanı,
bütün çanlar sustuğunda
sizin için dokundum
çoktan terkedilmiş bir kampanaya
diktiğim selvi
kurduğum saat
kırdığım bardak
sizin için
 

Damla 

Co Admin
Yönetici
Apple Expert
Adım
Öznur
Konum
İstanbul
Cihaz
iPhone 11
Katılım
13 Haz 2018
Konular
1,090
Mesajlar
5,080
Tepkime puanı
4,305
Puanları
2,589
Yaş
39
Konum
Türkiye
FAL...


Eşiğine dayanıp seyirdiğim
cansız doğa: Bir çingene geldi
gece, ellerimi açtı ve uzun,
dingin bir yağmur düştü yüzüne:
'Her şey geçer sen geçmezsin'.

Güldüm, katıldım: Bilmem mi
kuytudan beslenen yorgun tekliğimi:
Ben amansız çatlak, sudan ve çıradan
çıkma yangın lehçesi: Her şey geçer
ben kalırım.
 

Damla 

Co Admin
Yönetici
Apple Expert
Adım
Öznur
Konum
İstanbul
Cihaz
iPhone 11
Katılım
13 Haz 2018
Konular
1,090
Mesajlar
5,080
Tepkime puanı
4,305
Puanları
2,589
Yaş
39
Konum
Türkiye
FANUS

I
Bu güller benim için mi açıldılar,
Bu güller sizden bana açıldılar
delindi ufkumun karanlığı, günüm
gecemi eritti baştan uca, üstünde
bir fırtınaydı bana kanat geren,
tenimdeki bulutlar esmer, içimdeki
kem taş paramparça : Bu gülün
durmadan, elim yüzünüze görülmemiş
bir cennet çizsin : beni kendinize
Âdem seçin.

II
Pencereniz sıkısıkıya kapalı, kapınızda
Dilini kimsenin sökemeyeceği bir sürgü,
Kokunuz damarıma dayanmış kama, süngü
Bakışınız bana erişecek olsa, dilinizden
kan toplasam, göğsünüzden bahar ve yaz,
kasıklarıma sağanak, inin, kasıklarınız
loş inim, bir dokunsam : Açılsanız ağır
ağır : Hayat ağır, Ölüm uğrayıp doğru
zamanı kolluyor hep, ikisinin ortasından
çıkın gelin çıkagelin : Beni kendinize
bakır tenli at seçin.

III
Benim bahçem nicedir yekpâre çöldür,
Tohum olup düştünüz : Tek tek her kum
Tanesi rüzgârı denedi, döndüler havada,
rüzgâr onları savurdu, gittim kentlere
ektim ruhumu : Kederim tuttu topraklar.
Döndüm geldim buraya, sizden bir serap
doğmuş – ben gayrı ayrılmam kendimden,
güneşim akrepler için gurur, gecelerim
yıldız takımadaları, kapanırım üstünüze
derin fanus, soğuk sıcak kesilir : kendinize
beni büyük Prens seçin.
 

Damla 

Co Admin
Yönetici
Apple Expert
Adım
Öznur
Konum
İstanbul
Cihaz
iPhone 11
Katılım
13 Haz 2018
Konular
1,090
Mesajlar
5,080
Tepkime puanı
4,305
Puanları
2,589
Yaş
39
Konum
Türkiye
FOL


Hangi kapıdan girsek
bir üçgen kuruyoruz seninle
ikimiz sığamıyoruz bu odaya,
bir fol düşlemek gerekiyor
kesintisiz ötekine. Uzaktaki
bir dost, yakındaki bir eşya,
içimdeki kangren yaklaştırıyor
kafandaki duvarı kafamdaki
duvara: Ne yapsak toplanıyor,
benden çıkartıyoruz bağrımızdaki
seni.

Le Rouge et le Noir: Aradaki romans
farkı bu. Üşenmesek yakmaya sobayı,
bir çay demleyebilsek uzun kıvrak
geceye, huysuz uykusuz sevinebilsek
ikimizde azalan kırbaçsı yalnızlığa...

Şimdi kar yağsa, üşüyorum desem,
eldivenim atkım olur musun?
 
Geri
Üst