- Adım
- Öznur
- Cihaz
- iPhone 11
- Katılım
- 13 Haz 2018
- Konular
- 1,107
- Mesajlar
- 5,271
- Çözümler
- 14
- Tepkime puanı
- 4,605
- Puanları
- 3,064
- Yaş
- 39
- Konum
- Türkiye
Daha yazımın başlığından dayandığım temel varsayımlar ortaya konabilir :
1. Felsefe yaşamada bir iş görür yaşamaya uygulanır.
2. Genç kendini arayan bir insandır.
3. Felsefe kendini arayan gence yardıma olur.
Şimdi görüşlerimi bu kısa yazımın sınırlan içinde açıklayıp tartışarak savunmaya çalışayım.
Gence katkıda bulunacak felsefe nasıl bir felsefedir? Çok engin bir yürek yaşıyorum burada neredeyse "hangi felsefe olursa olsun" deyivereceğim. Yalnız bir yandan da kolay bağışlamaz bir tutum içindeyim: Hangi felsefe olursa olsun neyin felsefesi kimin felsefesi olursa olsun; yalnızca ciddi içten haddini bilen eleştiriye kültürün diğer alanlarına (bilime sanata değişik yaşama biçimlerine.) açık dert edindiği sorunları elden geldiğince kuşatıcı bir biçimde ele alan bir tavrı bir tutumu taşımalı.
Bana felsefeyle dünya görüşü ayınmı yapmadığım suçlaması ileri sürülebiir. Evet bu ayırımı yapmıyorum. Felsefe yalnızca çok sınırlı sayıda uzman kişilerin bilgiç akademisyenlerin tekelinde değildir. Doğrusu yazık ki çoğunukla öyledir ya; ben olmamalıdır diyorum. Bunu demek de zorundayım yoksa yaşama sorunlarının tartışılmasında felsefeci olmayan felsefenin yüzyıllardırbiriktire geldiği onca hacimli yükünü çekemeyen gençlere yararından söz edemem. Üstelik teknik anlamıyla felsefeyi özümseyebilmek bir ölçüde çok uzun yıllar gerektirdiği için hiç değilse biyolojik anlamında felsefeye gönül vermiş kişilerin orta yaşlılığında giderek sağlıklı yaşlılığında başarabileceği bir iştir.
Felsefe dile getirilmeye çalışılan düşüncelerle yürütülür. Daha önce bu adla yapılmış çalışmalardan etkilenir. Kültürün diğer alanlarındanörneğin bilimden sanattan dinden teknolojiden izler taşır. Zaman zaman biri ya da bir kaçı egemenlik kurar gibi olsa da "felsefeler" olarak etkinliğini sürdürür. Dikkat edin felsefeyi tanımlamaya değişik felsefi görüşleri felsefeleri Felsefe adı altında toplayabilmemizi neyin sağladığı gibi sorulara girmiyorum. Yazımın konusu açısından felsefenin geçmişini görebildiğimce şimdiki durumunu göz önüne alarakfelsefe etkinliğinin bazı özelliklerini vurgulamak istiyorum. Bu özellikler birer saptama olmanın ötesinde beklentilerimi de özlemlerimi de dile getiriyor.
Kimi çağdaş felsefecilerin de söylediği gibi felsefe kendini konu edinebilen bir uğraştır. "Felsefe nedir?" "Nasıl bir etkinliktir?" "Nasıl olmalıdır?" gibi sorularla uğraşabilir. İç hesaplaşmalarla dolu bir eyleme biçimidir. "Ne yapıyorum?" "Ne demek istiyorum?" "Neredeyim?"Namuslu felsefecinin böyle sorularla gece uykuları bölünmüş olsa gerekir.
Felsefeci kendi kendisiyle başka felsefecilerle tartışır. Hesaplaşır. Eleştirir. Eleştirileri eleştirir. Önemli bulduğu eleştirilerden etkilenir. Dillekavramlarla yürütür uğraşını. Onlarla öğrenmeye anlamaya açıklamaya uğraşır.
Buraya kadar felsefenin belirlediğim özellikleri bilimin de özellikleri olarak sayılabilir. İkisini ne ayırır sorusunu sormayacağım. Büyük bilim adamlarının çoğunun büyük felsefeci olduğu söylenir. Kuşkusuz bu iki alan tarih boyunca iç içe olmuş. Giderek bilimlerin felsefeden kopup bağımsız çalışma alanları oluşturduğu ileri sürülürse de felsefenin yine de bu alanların bir çok kavramlarında bu kavramlarla ilgili ortaya çıkan sorunlarında etkisini sürdürdüğünü söyleyeceğim. Daha da ileri gideceğim. Hiçbir yaşama alanı yaşama biçimi yoktur ki. felsefece sorgulanmasın. İnsan kavramlar olmadan düşünemiyor. Anlayamıyor. Sezgisel mistik anlama gibi başka türlü anlama biçimleri de olduğu ileri sürülebilirse de bu anlama biçimleri üstüne de felsefece düşünebiliriz. Bu düşünmemizi anlamamızı yorumlamamızı sorgulamaya başladığımız anda bilim ve felsefe kaçınılmaz oluyor. Bilim yetmiyor. Sınırları var. Felsefenin de sınırları var. Felsefe bilimi konu edebiliyor. Yargılayabiliyor. İlginçtir bilim de felsefeyi ele alabiliyor. Örneğin felsefe ürünlerinin felsefe metinlerinin dilbilimsel incelemesi felsefeciler topluluğunun sosyolojik incelenmesi gibi. Felsefenin alanı yine de bilimin sınırım aşabilir. Olgulara bağlı olmayabilir. Felsefenin bir olanak araştırması olduğu söylenmiştir. Bir ölçüde katılıyorum. Aslında bu yazıda felsefe-bilim ilişkisi üstüne tartışmaya girmek istemiyordum. Eksik söyleyeceğim için yanlış anlaşılacağından korkuyorum. Yanlış anlaşılmak bu alanlarda çalışanların sık başına gelen bir şeydir. Bu konu üstünde durdum çünkü gence katkıda bulunacak olan felsefenin taşıdığı bilim etkisi bilimle olan ilişkisi belirtilmeliydi.
Özetleyeyim yenileyeyim: Felsefe-yaşama dil-yaşama kavram-yaşama kesin ayırımını yapmıyorum. Bu kavram çiftleri arasındaki ilişkilerin tartışılmasını bu yazımda yapmayacağım. Felsefe kaynağını yaşamada karşılaştığımız sorunlarda buluyor. Bu sorunlan anlamayorumlama kavramlaştırma bu kavramlaştırmayı düzenleme eleştirme çabası. Bu çabayı da inceleme çabası. Öyleyseyaşamadan gelen felsefe yaşamada uygulanabilir. Tek tek yaşama sorunları belli felsefe çerçeveleri içinde kavramsal çalışmalarla ele alınabilir. Genç de sorunlar yumağı genç de felsefeleyebilir yaşayışını.
Kimdir genç? Öğrenendir. Kendi kültürünü kültürleri doğayı kendin gövdesini kendi ruhsal özelliklerini. Bu öğrenme sürecinde kendinitoplumdaki yerini dünyadaki yerini sorgular. (Sorgulamalıdır!) Kimisi çabucak bulur. Kocar. Kimisi arar. Bulan kocamayabilir. Bulduğu inançlarını kafasında oluşturduğu görüşleri sürekli sınıyo yargılıyor diğer görüşlerle hesaplaşıyorsa genç kalır. (Biyolojik yaşla düşünce yaşını ayırabiliriz diyorum. Onbeş yaşında yaşlılarla yetmiş yaşında gençler olabilir.) Aramak her zaman sağlıklı olmayabilir. Şaşkınlığa düşmeyi kararsızlığı arama saymıyorum. Neyi nasıl araması gerektiğini hiç değilse geçi görüşler içinde bilmelidir.
Genç umuttur da. Aramasında buldukları içinde olduğu kültürün devinmesine canlanmasına diğer kültürler içinde etkin olmasına yol açabilir. Kendini arayan genç kültürünü de arıyordur. Tarihini inançlarını geleceğini arıyordur. Toplumunu arıyordur. Elbet belâsını değilmevlâsını inançlarını bu ölçüde tartışmaya açık inançlarını bulacaktır. Doğrusu felsefenin işlevi bu olmalıdır.
Felsefe bir hesaplaşma açıklama tartışma anlama çabasıdır dedik. Arayan genç bilimin verileriyle kendini rahatsız eden sorunlara yaklaşacaktır. Karşı karşıya kaldığı durumların olgusal incelenmesini bilimle yaptıktan sonra kültürün diğer etkenlerini de geleneklerinitarihini sanatını dinini siyasal tartışmalarını felsefeyle araştıracaktır. Felsefe seçenekleri araştırma olanağını verecektir ona. Ne gibi yollar önümde? Kararımı nasıl vermeliyim? Yollar değişik seçenekler bilimle tüketilemez. Kültürün değişik alanlarında yaşama biçimlerinden gelen seçenekler de vardır. Bunları aşan olanaklar da vardır. Genç bu olanakları düşüncesinde tasarlayabilecektir. Felsefe anlatmaya çalıştığım anlamda ona bu engin olanaklar evrenini açacaktır.
Nasıl başaracaktır felsefe bu işi? Bütün bilimlere kültürün diğer alanların genişlemesine ilişkileriyle bakabildiği için kavram çözümlemelerinianlam araştırmalarını bilimler arası ortamda bilim - kültür kültür - yaşama ilişkilerin
felsefe tarihinden gelen birikimiyle yapmaya çalışarak başaracaktır.
Felsefeni insanın tarihinde önemli bir yaşama birikimi oluşturduğunu unutmayalım. Peki genç bu birikimi nasıl kavrayacaktır? Felsefeyi anlamaya çalışmak sorunlarla dolu gencin sorunlarını daha da arttırmayacak mıdır? Bir kez genç felsefeyle sorunlarını çözmeyi isteyecektir. Felsefeden beklentileri olacaktır. Felsefeyi anlayabilen bir kafa yapısı taşıyacaktır. Bu nitelikleri yoksa felsefe ona beklediği anlamda yardıma olamaz. Yine de bu gencin felsefe öğrencisi olmak gerekmez. Binlerce yıllık felsefe tartışmalarını meslekten biri gibi kavramış olması gerekmez. Felsefece düşünme tavrım sınırlı bilgisiyle de edinebilir. Felsefeyi duyabilir. Sezebilir. Genç kalarak yaşı ilerledikçe genç bu duyduğunu felsefeye yakışır biçimde yargılayabilir temellendirebilir.
Genç seçecektir. Seçtiğini yargılamada kavramsal temellendirmelerini atmada kendi kendisiyle hesaplaşmada yine felsefe olgusal bilgiyi bilimden (örneğin karar verme kuramlarından) almak üzere yardıma olabilecektir. Genç bu aramasında seçmelerinde ayaklan üstündekolay çözümleri yeğlemeden yılmadan dirençle yürüyecektir. Eleştiriye açıklık kadar belki çelişkili görünecek ama bulduğunda sezdiğinde ısrar gencin kendini sağlıklı biçimde aramasında çok önemlidir.
Burada "felsefe" sözünü belirsiz bıraktığını için açıklama yapmam gerek. Felsefenin yaşamada işe yaramayacağını ileri süren "felsefeler" de vardır. Baştaki varsayımım felsefenin işe yarayacağı idi. Bu inancım felsefenin başka görüşlere kendi çözüm biçimimizden başka çözüm biçimlerine duyulan hoşgörüden onları anlama çabamızdan kaynaklanıyor. Felsefe tarihinde ve hâli hazırda tümüyle öyle olmasa bilekarşılıklı konuşma tartışına diyolog etkileşme haberleşme olanağını veren bir kültür etkinliğidir. Böyle anlaşılan felsefe değişik görüşlereyaşama sorunlarına sevgiyle yaklaşan (çünkü bir anlamıylasevmek anlamaktır.) eksik ve özürlerini düzelten özellikle gencin en çok gereksinme duyduğu yaşama sevincini veren bir uğraş olacaktır.
Bilimle ya da felsefeyle uğraşanların yaşamanın çetin sorunlanndan kaçanlar olduğu da ileri sürülmüştür. Felsefe çalışmak bu anlamdakoruyucu bir sığınak mıdır? Kaçış mıdır? Öyleyse felsefe yaşama sorunlarının üstüne gidemeyecek demektir. Demiştim. Bu bir tavır belki de bir kişilik sorunudur. Kendinin üstüne gitmek istemeyene sığınak arayana ruh hekimliği açısından "yüceltmeler" sağlaması ana rahmi özlemiyle özdeşleştiribileceğimiz kavramlar dünyasından yaratılabilecek "kuruntu" dünyası ortaya koymasıyla felsefe böyle yorumlanabilir. Benim bu yazıda kaygım zaman zaman sığınsa da sığmağının içinde bulunduğu günlük yaşamanın dertlerine- acılarına onlan- anlayarakyorumlayarak yürekliliğiyle üstüne üstüne gidebilen gencin yaşadığı felsefe etkinliğini vurgulamak.
Yine felsefenin yaşamanın uzağında bir "uyduruk" bir "yanılsama" olduğunu ileri süren görüşler var. Bu görüşe göre felsefe sorunlarıyaşama sorunlarından kopuktur. Felsefeciler yaşamda hiç işlevi yeri işlerliği olmayan bu "oyunlarında" dilin "hapisanesinde" çırpınıp dururlar. Dili "yanlış" yaşamada yeri olmayan çarpık kullandıkları için kendi kendilerine sorunlar çıkarırlar. Dilin yaşama içinde kullanışlarını göstererek onlan felsefe denilen "belâ"dan kurtarmış tedavi etmiş olursunuz. Ayrıntılarına nedenlerine girmediğim bu anlayışın ruh hekimliği çalışmalarıyla ilintileri var. Aynca felsefe "aldatmaca" sının siyasal yanının da vurgulandığını görüyoruz çağımızda.
Eğer felsefe bir aldatmaca bir kuruntu bir yanılsama ise felsefeden kaçmak değil bu durumu ortaya çıkaran etkilerin irdelenmesiyle felsefeye felsefeyle yaklaşmak gerekir. Dert feisefenin derman da felsefenindir. Gence ruh sağlığı coşku heyecan verecek felsefe kendi iç sonınlannı saklamayacak bu iç sorunlarına çözüm çabalarıyla gence ulaşacaktır.
Dikkat : Felsefe her derde deva Lokman Hekim'Lı ilacı depdir. Her sorunu da çözmez. Çözüm yaşama ustalığında yasama becerisinde yaüyor. Yaşama ustalığı için bilime felsefeye kültürümüze kültürlere duyduğumuz duyarlığın yanında başka erdemler de gerekiyor. Genç bilge felsefecilerin yaşamalarını örnek alabilir burada. Doğrusu felsefenin yaşamada nasıl kullanabileceğini bu işi becerebilmiş yaşama ustası felsefeci büyüklerinden görecektir. Yoksa felsefe iç karartıcı kavram tartışmalarından öteye gidemez. Çoklarının ileri sürdüğü gibiyaşamayla ilgisi olmayan kuru bir meslek alam olur. Türk kültüründe gençlerimizin örnek alabileceği yaşama ustası bilge felsefecilerin ortaya çıkması kendini arayan gençlerimize felsefenin önemini anlatmada en büyük destek olacaktır. Bu konuda umutsuz değilim.
Yaşama ustalığı felsefesiz de edinilebilir; ben felsefeyle nasıl gerçekleştirilebilir bunu tartışıyorum. Bu "fe!sefe"ye hangi felsefe olursa olsun diyorum ya belli bir anlayış tutum çaba içindeki felsefenin yardımından söz ediyorum. Çok "teknik" kavram çözümlemeleriylemantıksal cambazlıklarla dolu kılı kırk yarmalar taşıyan belli bir felsefe yapma biçimi bile anlatmaya çalıştığım bir tavır ve yaşama tutumu ile şu ya da bu biçimde dayandığı somut tarihsel kaygılar belirtilerek gencin düşünmesine bir düşünce esnekliği kazanmasına bununla karşısına çıkan değişik durumlan tartmasına değerlendirmesine edindiği bilimsel kütürel eğitimi yorumlayıp eleştirmesine yardıma olabilir. Yaşamada bizim yanımızda olacak felsefe bize başka felsefelerin varlığım unutturmayacak felsefe olmalıdır. Doğrusu hangi felsefeyi savunursak savunalım savunduğumuzun seçeneklerini savunduğumuza aykırı yolları farklı yaklaşımları örtbas etmemelidir. Değişik felsefe yapma biçimleriyle tanışıklık ufkumuzun genişlemesine hayal gücümüzün gelişmesine katkıda bulunabilir.
Felsefenin hazır çözümleri yok. Reçeteler veremez. Konuşur. Konuşturur. Dinler. Söyler. Değişik seçenekler önerir. Peki dünya görüşü - felsefe ayırımı yapmadığımı söylüyorum oysa dünya görüşlerinin mutluluk reçeteleri yok mudur? Reçetenizin farkında mısınız? Başka reçetelerle karşılaştırabiliyor musunuz? Var olan reçetelerden farklı reçeteler de verilebileceğini düşünerek bu reçetelerle de hesaplaşabiliyor musunuz? Reçetenizi bulandırmadan açık seçik sevabı ve günahı ile ortaya koyup tartışarak buna inanıyorum diyebiliyor musunuz? İşte tarihsel birikimiyle felsefe bu hesaplaşmanızda karşılaştırmanızda inançlarınızın bedelini ödeyerek yani onların görebildiğinizce diğer inançlar içindeki yerini görebilerek görüşlerinizi ortaya kovuşunuzda sizinle olacaktır.
Özlediğim felsefe değişik felsefelerle beslenen tartışan eksik ve gediklerini gören buna rağmen inanan kaçınılmazlığını vurgulayan bir felsefedir. Açıktır. Saklamaz içtendir. Bu tavır değişik yaşama durumlarıyla karşılaşan gencin yaşama ustası olmasına yardıma olabilir ama yaşama ustalığını garantileyemez. "Neden garantileyemez?" sorusuna bu tavırla kendini arayan gencin kendisi yanıt bulmalıdır.
Bitirirken biraz duygulu biçimde de olsa görüşlerimi yineleyeyim :
Felsefe ne işe yarar? Sorunlarımızın üstünde konuşabilmeye sorunlarımızın kavramlarla ilgili köklerine inmeye kavramlarla yaşama arasındaki ilişkiyi anlamaya kendimizi aramaya bu arayışta bilimin bize söylediklerini araştırıp tartışmaya kısacası kendimizle dünyayla açık seçik hesaplayabilmeye konuşabilmeye yarar.
1. Felsefe yaşamada bir iş görür yaşamaya uygulanır.
2. Genç kendini arayan bir insandır.
3. Felsefe kendini arayan gence yardıma olur.
Şimdi görüşlerimi bu kısa yazımın sınırlan içinde açıklayıp tartışarak savunmaya çalışayım.
Gence katkıda bulunacak felsefe nasıl bir felsefedir? Çok engin bir yürek yaşıyorum burada neredeyse "hangi felsefe olursa olsun" deyivereceğim. Yalnız bir yandan da kolay bağışlamaz bir tutum içindeyim: Hangi felsefe olursa olsun neyin felsefesi kimin felsefesi olursa olsun; yalnızca ciddi içten haddini bilen eleştiriye kültürün diğer alanlarına (bilime sanata değişik yaşama biçimlerine.) açık dert edindiği sorunları elden geldiğince kuşatıcı bir biçimde ele alan bir tavrı bir tutumu taşımalı.
Bana felsefeyle dünya görüşü ayınmı yapmadığım suçlaması ileri sürülebiir. Evet bu ayırımı yapmıyorum. Felsefe yalnızca çok sınırlı sayıda uzman kişilerin bilgiç akademisyenlerin tekelinde değildir. Doğrusu yazık ki çoğunukla öyledir ya; ben olmamalıdır diyorum. Bunu demek de zorundayım yoksa yaşama sorunlarının tartışılmasında felsefeci olmayan felsefenin yüzyıllardırbiriktire geldiği onca hacimli yükünü çekemeyen gençlere yararından söz edemem. Üstelik teknik anlamıyla felsefeyi özümseyebilmek bir ölçüde çok uzun yıllar gerektirdiği için hiç değilse biyolojik anlamında felsefeye gönül vermiş kişilerin orta yaşlılığında giderek sağlıklı yaşlılığında başarabileceği bir iştir.
Felsefe dile getirilmeye çalışılan düşüncelerle yürütülür. Daha önce bu adla yapılmış çalışmalardan etkilenir. Kültürün diğer alanlarındanörneğin bilimden sanattan dinden teknolojiden izler taşır. Zaman zaman biri ya da bir kaçı egemenlik kurar gibi olsa da "felsefeler" olarak etkinliğini sürdürür. Dikkat edin felsefeyi tanımlamaya değişik felsefi görüşleri felsefeleri Felsefe adı altında toplayabilmemizi neyin sağladığı gibi sorulara girmiyorum. Yazımın konusu açısından felsefenin geçmişini görebildiğimce şimdiki durumunu göz önüne alarakfelsefe etkinliğinin bazı özelliklerini vurgulamak istiyorum. Bu özellikler birer saptama olmanın ötesinde beklentilerimi de özlemlerimi de dile getiriyor.
Kimi çağdaş felsefecilerin de söylediği gibi felsefe kendini konu edinebilen bir uğraştır. "Felsefe nedir?" "Nasıl bir etkinliktir?" "Nasıl olmalıdır?" gibi sorularla uğraşabilir. İç hesaplaşmalarla dolu bir eyleme biçimidir. "Ne yapıyorum?" "Ne demek istiyorum?" "Neredeyim?"Namuslu felsefecinin böyle sorularla gece uykuları bölünmüş olsa gerekir.
Felsefeci kendi kendisiyle başka felsefecilerle tartışır. Hesaplaşır. Eleştirir. Eleştirileri eleştirir. Önemli bulduğu eleştirilerden etkilenir. Dillekavramlarla yürütür uğraşını. Onlarla öğrenmeye anlamaya açıklamaya uğraşır.
Buraya kadar felsefenin belirlediğim özellikleri bilimin de özellikleri olarak sayılabilir. İkisini ne ayırır sorusunu sormayacağım. Büyük bilim adamlarının çoğunun büyük felsefeci olduğu söylenir. Kuşkusuz bu iki alan tarih boyunca iç içe olmuş. Giderek bilimlerin felsefeden kopup bağımsız çalışma alanları oluşturduğu ileri sürülürse de felsefenin yine de bu alanların bir çok kavramlarında bu kavramlarla ilgili ortaya çıkan sorunlarında etkisini sürdürdüğünü söyleyeceğim. Daha da ileri gideceğim. Hiçbir yaşama alanı yaşama biçimi yoktur ki. felsefece sorgulanmasın. İnsan kavramlar olmadan düşünemiyor. Anlayamıyor. Sezgisel mistik anlama gibi başka türlü anlama biçimleri de olduğu ileri sürülebilirse de bu anlama biçimleri üstüne de felsefece düşünebiliriz. Bu düşünmemizi anlamamızı yorumlamamızı sorgulamaya başladığımız anda bilim ve felsefe kaçınılmaz oluyor. Bilim yetmiyor. Sınırları var. Felsefenin de sınırları var. Felsefe bilimi konu edebiliyor. Yargılayabiliyor. İlginçtir bilim de felsefeyi ele alabiliyor. Örneğin felsefe ürünlerinin felsefe metinlerinin dilbilimsel incelemesi felsefeciler topluluğunun sosyolojik incelenmesi gibi. Felsefenin alanı yine de bilimin sınırım aşabilir. Olgulara bağlı olmayabilir. Felsefenin bir olanak araştırması olduğu söylenmiştir. Bir ölçüde katılıyorum. Aslında bu yazıda felsefe-bilim ilişkisi üstüne tartışmaya girmek istemiyordum. Eksik söyleyeceğim için yanlış anlaşılacağından korkuyorum. Yanlış anlaşılmak bu alanlarda çalışanların sık başına gelen bir şeydir. Bu konu üstünde durdum çünkü gence katkıda bulunacak olan felsefenin taşıdığı bilim etkisi bilimle olan ilişkisi belirtilmeliydi.
Özetleyeyim yenileyeyim: Felsefe-yaşama dil-yaşama kavram-yaşama kesin ayırımını yapmıyorum. Bu kavram çiftleri arasındaki ilişkilerin tartışılmasını bu yazımda yapmayacağım. Felsefe kaynağını yaşamada karşılaştığımız sorunlarda buluyor. Bu sorunlan anlamayorumlama kavramlaştırma bu kavramlaştırmayı düzenleme eleştirme çabası. Bu çabayı da inceleme çabası. Öyleyseyaşamadan gelen felsefe yaşamada uygulanabilir. Tek tek yaşama sorunları belli felsefe çerçeveleri içinde kavramsal çalışmalarla ele alınabilir. Genç de sorunlar yumağı genç de felsefeleyebilir yaşayışını.
Kimdir genç? Öğrenendir. Kendi kültürünü kültürleri doğayı kendin gövdesini kendi ruhsal özelliklerini. Bu öğrenme sürecinde kendinitoplumdaki yerini dünyadaki yerini sorgular. (Sorgulamalıdır!) Kimisi çabucak bulur. Kocar. Kimisi arar. Bulan kocamayabilir. Bulduğu inançlarını kafasında oluşturduğu görüşleri sürekli sınıyo yargılıyor diğer görüşlerle hesaplaşıyorsa genç kalır. (Biyolojik yaşla düşünce yaşını ayırabiliriz diyorum. Onbeş yaşında yaşlılarla yetmiş yaşında gençler olabilir.) Aramak her zaman sağlıklı olmayabilir. Şaşkınlığa düşmeyi kararsızlığı arama saymıyorum. Neyi nasıl araması gerektiğini hiç değilse geçi görüşler içinde bilmelidir.
Genç umuttur da. Aramasında buldukları içinde olduğu kültürün devinmesine canlanmasına diğer kültürler içinde etkin olmasına yol açabilir. Kendini arayan genç kültürünü de arıyordur. Tarihini inançlarını geleceğini arıyordur. Toplumunu arıyordur. Elbet belâsını değilmevlâsını inançlarını bu ölçüde tartışmaya açık inançlarını bulacaktır. Doğrusu felsefenin işlevi bu olmalıdır.
Felsefe bir hesaplaşma açıklama tartışma anlama çabasıdır dedik. Arayan genç bilimin verileriyle kendini rahatsız eden sorunlara yaklaşacaktır. Karşı karşıya kaldığı durumların olgusal incelenmesini bilimle yaptıktan sonra kültürün diğer etkenlerini de geleneklerinitarihini sanatını dinini siyasal tartışmalarını felsefeyle araştıracaktır. Felsefe seçenekleri araştırma olanağını verecektir ona. Ne gibi yollar önümde? Kararımı nasıl vermeliyim? Yollar değişik seçenekler bilimle tüketilemez. Kültürün değişik alanlarında yaşama biçimlerinden gelen seçenekler de vardır. Bunları aşan olanaklar da vardır. Genç bu olanakları düşüncesinde tasarlayabilecektir. Felsefe anlatmaya çalıştığım anlamda ona bu engin olanaklar evrenini açacaktır.
Nasıl başaracaktır felsefe bu işi? Bütün bilimlere kültürün diğer alanların genişlemesine ilişkileriyle bakabildiği için kavram çözümlemelerinianlam araştırmalarını bilimler arası ortamda bilim - kültür kültür - yaşama ilişkilerin
felsefe tarihinden gelen birikimiyle yapmaya çalışarak başaracaktır.
Felsefeni insanın tarihinde önemli bir yaşama birikimi oluşturduğunu unutmayalım. Peki genç bu birikimi nasıl kavrayacaktır? Felsefeyi anlamaya çalışmak sorunlarla dolu gencin sorunlarını daha da arttırmayacak mıdır? Bir kez genç felsefeyle sorunlarını çözmeyi isteyecektir. Felsefeden beklentileri olacaktır. Felsefeyi anlayabilen bir kafa yapısı taşıyacaktır. Bu nitelikleri yoksa felsefe ona beklediği anlamda yardıma olamaz. Yine de bu gencin felsefe öğrencisi olmak gerekmez. Binlerce yıllık felsefe tartışmalarını meslekten biri gibi kavramış olması gerekmez. Felsefece düşünme tavrım sınırlı bilgisiyle de edinebilir. Felsefeyi duyabilir. Sezebilir. Genç kalarak yaşı ilerledikçe genç bu duyduğunu felsefeye yakışır biçimde yargılayabilir temellendirebilir.
Genç seçecektir. Seçtiğini yargılamada kavramsal temellendirmelerini atmada kendi kendisiyle hesaplaşmada yine felsefe olgusal bilgiyi bilimden (örneğin karar verme kuramlarından) almak üzere yardıma olabilecektir. Genç bu aramasında seçmelerinde ayaklan üstündekolay çözümleri yeğlemeden yılmadan dirençle yürüyecektir. Eleştiriye açıklık kadar belki çelişkili görünecek ama bulduğunda sezdiğinde ısrar gencin kendini sağlıklı biçimde aramasında çok önemlidir.
Burada "felsefe" sözünü belirsiz bıraktığını için açıklama yapmam gerek. Felsefenin yaşamada işe yaramayacağını ileri süren "felsefeler" de vardır. Baştaki varsayımım felsefenin işe yarayacağı idi. Bu inancım felsefenin başka görüşlere kendi çözüm biçimimizden başka çözüm biçimlerine duyulan hoşgörüden onları anlama çabamızdan kaynaklanıyor. Felsefe tarihinde ve hâli hazırda tümüyle öyle olmasa bilekarşılıklı konuşma tartışına diyolog etkileşme haberleşme olanağını veren bir kültür etkinliğidir. Böyle anlaşılan felsefe değişik görüşlereyaşama sorunlarına sevgiyle yaklaşan (çünkü bir anlamıylasevmek anlamaktır.) eksik ve özürlerini düzelten özellikle gencin en çok gereksinme duyduğu yaşama sevincini veren bir uğraş olacaktır.
Bilimle ya da felsefeyle uğraşanların yaşamanın çetin sorunlanndan kaçanlar olduğu da ileri sürülmüştür. Felsefe çalışmak bu anlamdakoruyucu bir sığınak mıdır? Kaçış mıdır? Öyleyse felsefe yaşama sorunlarının üstüne gidemeyecek demektir. Demiştim. Bu bir tavır belki de bir kişilik sorunudur. Kendinin üstüne gitmek istemeyene sığınak arayana ruh hekimliği açısından "yüceltmeler" sağlaması ana rahmi özlemiyle özdeşleştiribileceğimiz kavramlar dünyasından yaratılabilecek "kuruntu" dünyası ortaya koymasıyla felsefe böyle yorumlanabilir. Benim bu yazıda kaygım zaman zaman sığınsa da sığmağının içinde bulunduğu günlük yaşamanın dertlerine- acılarına onlan- anlayarakyorumlayarak yürekliliğiyle üstüne üstüne gidebilen gencin yaşadığı felsefe etkinliğini vurgulamak.
Yine felsefenin yaşamanın uzağında bir "uyduruk" bir "yanılsama" olduğunu ileri süren görüşler var. Bu görüşe göre felsefe sorunlarıyaşama sorunlarından kopuktur. Felsefeciler yaşamda hiç işlevi yeri işlerliği olmayan bu "oyunlarında" dilin "hapisanesinde" çırpınıp dururlar. Dili "yanlış" yaşamada yeri olmayan çarpık kullandıkları için kendi kendilerine sorunlar çıkarırlar. Dilin yaşama içinde kullanışlarını göstererek onlan felsefe denilen "belâ"dan kurtarmış tedavi etmiş olursunuz. Ayrıntılarına nedenlerine girmediğim bu anlayışın ruh hekimliği çalışmalarıyla ilintileri var. Aynca felsefe "aldatmaca" sının siyasal yanının da vurgulandığını görüyoruz çağımızda.
Eğer felsefe bir aldatmaca bir kuruntu bir yanılsama ise felsefeden kaçmak değil bu durumu ortaya çıkaran etkilerin irdelenmesiyle felsefeye felsefeyle yaklaşmak gerekir. Dert feisefenin derman da felsefenindir. Gence ruh sağlığı coşku heyecan verecek felsefe kendi iç sonınlannı saklamayacak bu iç sorunlarına çözüm çabalarıyla gence ulaşacaktır.
Dikkat : Felsefe her derde deva Lokman Hekim'Lı ilacı depdir. Her sorunu da çözmez. Çözüm yaşama ustalığında yasama becerisinde yaüyor. Yaşama ustalığı için bilime felsefeye kültürümüze kültürlere duyduğumuz duyarlığın yanında başka erdemler de gerekiyor. Genç bilge felsefecilerin yaşamalarını örnek alabilir burada. Doğrusu felsefenin yaşamada nasıl kullanabileceğini bu işi becerebilmiş yaşama ustası felsefeci büyüklerinden görecektir. Yoksa felsefe iç karartıcı kavram tartışmalarından öteye gidemez. Çoklarının ileri sürdüğü gibiyaşamayla ilgisi olmayan kuru bir meslek alam olur. Türk kültüründe gençlerimizin örnek alabileceği yaşama ustası bilge felsefecilerin ortaya çıkması kendini arayan gençlerimize felsefenin önemini anlatmada en büyük destek olacaktır. Bu konuda umutsuz değilim.
Yaşama ustalığı felsefesiz de edinilebilir; ben felsefeyle nasıl gerçekleştirilebilir bunu tartışıyorum. Bu "fe!sefe"ye hangi felsefe olursa olsun diyorum ya belli bir anlayış tutum çaba içindeki felsefenin yardımından söz ediyorum. Çok "teknik" kavram çözümlemeleriylemantıksal cambazlıklarla dolu kılı kırk yarmalar taşıyan belli bir felsefe yapma biçimi bile anlatmaya çalıştığım bir tavır ve yaşama tutumu ile şu ya da bu biçimde dayandığı somut tarihsel kaygılar belirtilerek gencin düşünmesine bir düşünce esnekliği kazanmasına bununla karşısına çıkan değişik durumlan tartmasına değerlendirmesine edindiği bilimsel kütürel eğitimi yorumlayıp eleştirmesine yardıma olabilir. Yaşamada bizim yanımızda olacak felsefe bize başka felsefelerin varlığım unutturmayacak felsefe olmalıdır. Doğrusu hangi felsefeyi savunursak savunalım savunduğumuzun seçeneklerini savunduğumuza aykırı yolları farklı yaklaşımları örtbas etmemelidir. Değişik felsefe yapma biçimleriyle tanışıklık ufkumuzun genişlemesine hayal gücümüzün gelişmesine katkıda bulunabilir.
Felsefenin hazır çözümleri yok. Reçeteler veremez. Konuşur. Konuşturur. Dinler. Söyler. Değişik seçenekler önerir. Peki dünya görüşü - felsefe ayırımı yapmadığımı söylüyorum oysa dünya görüşlerinin mutluluk reçeteleri yok mudur? Reçetenizin farkında mısınız? Başka reçetelerle karşılaştırabiliyor musunuz? Var olan reçetelerden farklı reçeteler de verilebileceğini düşünerek bu reçetelerle de hesaplaşabiliyor musunuz? Reçetenizi bulandırmadan açık seçik sevabı ve günahı ile ortaya koyup tartışarak buna inanıyorum diyebiliyor musunuz? İşte tarihsel birikimiyle felsefe bu hesaplaşmanızda karşılaştırmanızda inançlarınızın bedelini ödeyerek yani onların görebildiğinizce diğer inançlar içindeki yerini görebilerek görüşlerinizi ortaya kovuşunuzda sizinle olacaktır.
Özlediğim felsefe değişik felsefelerle beslenen tartışan eksik ve gediklerini gören buna rağmen inanan kaçınılmazlığını vurgulayan bir felsefedir. Açıktır. Saklamaz içtendir. Bu tavır değişik yaşama durumlarıyla karşılaşan gencin yaşama ustası olmasına yardıma olabilir ama yaşama ustalığını garantileyemez. "Neden garantileyemez?" sorusuna bu tavırla kendini arayan gencin kendisi yanıt bulmalıdır.
Bitirirken biraz duygulu biçimde de olsa görüşlerimi yineleyeyim :
Felsefe ne işe yarar? Sorunlarımızın üstünde konuşabilmeye sorunlarımızın kavramlarla ilgili köklerine inmeye kavramlarla yaşama arasındaki ilişkiyi anlamaya kendimizi aramaya bu arayışta bilimin bize söylediklerini araştırıp tartışmaya kısacası kendimizle dünyayla açık seçik hesaplayabilmeye konuşabilmeye yarar.