- Adım
- Öznur
- Cihaz
- iPhone 11
- Katılım
- 13 Haz 2018
- Konular
- 1,100
- Mesajlar
- 5,249
- Çözümler
- 14
- Tepkime puanı
- 4,566
- Puanları
- 3,064
- Yaş
- 39
- Konum
- Türkiye
Gezegenimizin iki zıt ucuna ait genel bilgimiz ayılar ve penguenlerden, uzak ve soğuk olmalarından, küresel iklim değişikliği tartışmalarından öteye gitmiyor. Ancak kutuplar yalnızca biyolojik değil, aynı zamanda ekonomik olarak da dünyanın geleceğinde kilit rol oynuyor.
Dünya’nın Kuzey kutbunda bulunan Arktik bölgesi, Yunanca “ayıya yakın” anlamındaki “arktikos” kelimesinden türemiş ve aslında Kuzey yarımkürede belirgin olarak görünen ve Kutup Yıldızı’nın da (Polaris) içinde bulunduğu Büyük Ayı takım yıldızını tarif ediyor. Antarktik, yani “Anti-Arktik” ise Güney Kutbunu da içine alan kıtadır.
Kutup ayıları yalnızca Arktik’te, Kuzey kutbuna yakın bölgelerde yaşar.
Kutup ayıları penguenlerin tadını bilmezler. Çünkü doğal yaşamda ikisi neredeyse hiçbir zaman bir arada bulunmaz. Penguenler yalnızca Antarktika’da yaşar.
İki kutup arasında belirgin farklar var: Mesela Arktik’te hava sıcaklığı +13°C ile -43°C arasında değişirken Antarktika’da hava sıcaklığı -89°C’ye kadar düşebiliyor. Kuzey Kutup noktası, en yakın kara parçasına 700 kilometre uzakta yer alıyor. Yüzer bir yapı olduğu için birkaç saat içinde yer değiştirebiliyor. Dolayısıyla Kuzey Kutbunda fiziksel olarak bir işaret bulunmuyor. Antarktika ise bir kıta ve Güney Kutup noktasının en yakın denize uzaklığı 1300 kilometre. Deniz yüzeyinden neredeyse ortalama olarak 3000 metre yüksekte yer alıyor ve yılda en fazla 10 metre hareket edebiliyor. Güney Kutup noktasının konumu her yıl 1 Ocak tarihinde tekrar hesaplanıyor.
Sembolik Güney Kutup noktası
Birleşmiş Milletler Deniz Hukuku Sözleşmesi uyarınca, ülkeler kıyılarından 200 deniz mili mesafeye
kadar olan bölgede her türlü kaynağı kullanmak üzere haklara sahiptir. Ancak “kıta sahanlığı”
tanımlaması sebebiyle Arktik Okyanusu’nda belirgin olarak paylaşılamayan ve “uluslararası sular”
olarak adlandırabileceğimiz alanlar da mevcuttur. Çevresel sorunları, bu ülkelerin oluşturduğu Arktik Konseyi bünyesinde tartışılıyor. Burası, Kuzey Amerika’nın Eskimoları, Kuzey Avrupa’nın Samileri, Sibirya’nın Yakutları gibi halkların oluşturduğu, 4 milyondan fazla insanın yaşadığı bir bölge. Güney Kutbu’nda ise resmi kayıtlara göre insan yaşamıyor ve sürekli tartışmalara konu olsa da hiçbir ülkeye ait değil. İlk kez 1821 yılında ayak basılan bölgede yapılan bilimsel çalışmalar, Antarktika Antlaşmalar Sistemi ile yönetilmekte.
Folklorik kostümü ile Sami ve Ren Geyikleri
Arktik Okyanusu’ndaki deniz buzları düzenli oldukları alanlarda 3 metre kalınlıkların üzerlerine
çıkmakta hatta hareketleri sırasında birbirlerinin üstlerine çıkan parçalar sebebi ile kimi noktalarda 10
metre kadar kalınlığa ulaşmaktadır. Arktik Okyanusu’nun ortalama derinliği 1000 metre civarında olup, en derin noktası 5450 metredir.Güney Kutbu’nda bulunan ortalama 2700 metre kalınlığındaki buzul örtüsü ise, ağırlığı ile deniz seviyesinden 100 metre yüksekteki kaya katmanını Dünya’nın merkezine doğru bastırıyor. Yani Antarktika’daki buzul miktarı Arktik’tekinden çok daha fazla, dolayısıyla daha soğuk.
Türler
Yukarıda da değinmiş olduğumuz gibi Kuzey kutup bölgesinin adı “ayı” kelimesinden geliyor. Bölgede yaşayanlar için Kutup Ayısı kutsal bir hayvan olmasının yanında en büyük kara yırtıcılarından da biri. Kuzey kutbunda bulunan hayvan türleri arasında ayrıca Kutup Tilkisi, Ren Geyiği, Misk Öküzü, Kar Baykuşu ve nesli tehlike altında olan Deniz Gergedanı da bulunuyor. Bu hayvanlar insanları tehlike olarak algılıyor ve korku duyuyorlar.
Antarktika’da yaşayan 40’ın üzerinde kuş türü arasında Albatros da yer alıyor.
Antarktika ise penguen dahil 40 kadar kuş türünün yanı sıra balina, fok, deniz fili gibi türlere evsahipliği yapıyor. Bölgede insan varlığı çok yeni ve sınırlı olduğu için hayvanlar korkusuz ve serbestçe dolaşıyorlar. Bu da ziyaretçilere muhteşem bir gözlem olanağı sağlıyor. Güney Kutbunu yılda 30-40 bin turist ziyaret ediyor.
Paulet Adası, her yıl penguenleri görmek isteyen turistlerin akınına uğruyor.
Hangi ülkeler hak iddia ediyor?
Coğrafi Kuzey Kutbu ve onu çevreleyen Arktik Okyanusu hiçbir ülkenin tek başına hak iddia edebileceği bir bölge değil. Ancak okyanusa kıyısı olan ülkelerin kendi denizel kaynaklarını araştırmak ve denizin sunduğu rüzgâr ve su enerjisi gibi kaynaklardan faydalanabilmeleri için Birleşmiş Milletler Deniz Hukuku Sözleşmesi uyarınca okyanusa kıyısı olan ülkelerin karasularına ek olarak 200 deniz mili açığı da kapsayan bir Münhasır Ekonomik Bölge belirlendi. Buna göre Norveç, Rusya, Kanada ve Danimarka, Arktik deniz yatağının bazı bölümleri üzerinde hak iddia edecek projeler başlattılar. Rusya ise 2007 yılında 2 denizaltı ile Kuzey Kutbunda tarihte ilk defa deniz yatağına ulaşarak buraya titanyum alaşımlı bir Rus bayrağı dikti. Bu hareket, Arktik’teki muazzam hidrokarbon kaynaklarını kontrol etme yolunda bir yarış başlatmış oldu.
Güney Kutup Dairesinin tamamı 60 derece Güney enleminin altında kalıyor ve kıtanın kendisi ile çevresindeki adaları kapsıyor. Bu bölgede Güney Orkney Adaları, Güney Shetland adaları, Peter I, Scott ve Belleny Adaları bulunuyor. Münhasır Ekonomik Bölge içinde yer alan ülkeler ise Güney Georgia ve Güney Sandwich Adaları (Birleşik Krallık ve AB denizaşırı bölgesi), Bouvet Adası (Norveç), Heard ve McDonald Adaları (Avustralya) bulunuyor.
Doğal Kaynaklar
Kutup bölgelerinin hassas ekosistemlerine müdahale etme konusu yıllardır tartışılıyor. Bu sorunun net bir çözümü olmasa da farklı yaklaşımlar mevcut. İklim değişimi, azalan fosil yakıt rezervleri, artan sera gazı salınımı, yakıt fiyatları, dünyanın arz/talep dengesindeki bozulma gibi faktörler bu yaklaşımları sürekli değiştiriyor.
Kuzey kutbundaki sıcaklık artışı ve erime nedeniyle kaynaklara ulaşım kolaylaştı. Bunun sonucu olarak özellikle Kuzey Kutup Dairesi içinde kalan ülkelerin bu kaynaklara erişimi ve yönetimi de hızlanan çalışmalara neden oldu.
Alyeska Boru Hattı, Kuzey Alaska’dan günde 500 bin varil petrol taşıyor. Yapımı hala tamamlanmamış olan Alaska Doğal Gaz Boru Hattı ise Kanada’ya kadar ulaşacak ve mevcut boru hatları ile birleşecek.
ABD Jeolojik Araştırma Merkezi (USGS) verilerine göre Kuzey Kutup Dairesi içinde teknik olarak ulaşılabilir 90 milyar varil petrol, 47 milyar metreküp doğal gaz, 44 milyar varil NGL (doğal gaz sıvısı) mevcut. Bölgedeki petrol ve doğal gaz rezervlerinin bu denli büyük olması, Doğal Kaynaklar Savunma Konseyi gibi sivil toplum kuruluşlarını harekete geçiriyor. Sondaj çalışmalarının burada ve koruma altındaki diğer alanlarda da -ağaç ve mineraller gibi- diğer doğal kaynaklara ulaşma çabalarını tetikleyeceğine dair endişeler mevcut. Özellikle Kuzey Alaska’da bulunan Arktik Ulusal Vahşi Yaşam Sığınağı, 240 farklı türe evsahipliği yapıyor.
Arktik bölgesinde değişim devam ederken Avrupa Birliği, yenilenebilir enerjilerin kullanımını arttırma yönünde radikal adımlar atmakta. Avrupa’da rüzgâr enerjisi üretiminde lider konumdaki Danimarka, güneş enerjisinde birinci sıradaki Norveç gibi ülkeler bu çalışmalarda büyük rol oynuyor.
Dünya’nın Kuzey kutbunda bulunan Arktik bölgesi, Yunanca “ayıya yakın” anlamındaki “arktikos” kelimesinden türemiş ve aslında Kuzey yarımkürede belirgin olarak görünen ve Kutup Yıldızı’nın da (Polaris) içinde bulunduğu Büyük Ayı takım yıldızını tarif ediyor. Antarktik, yani “Anti-Arktik” ise Güney Kutbunu da içine alan kıtadır.
Kutup ayıları yalnızca Arktik’te, Kuzey kutbuna yakın bölgelerde yaşar.
Kutup ayıları penguenlerin tadını bilmezler. Çünkü doğal yaşamda ikisi neredeyse hiçbir zaman bir arada bulunmaz. Penguenler yalnızca Antarktika’da yaşar.
İki kutup arasında belirgin farklar var: Mesela Arktik’te hava sıcaklığı +13°C ile -43°C arasında değişirken Antarktika’da hava sıcaklığı -89°C’ye kadar düşebiliyor. Kuzey Kutup noktası, en yakın kara parçasına 700 kilometre uzakta yer alıyor. Yüzer bir yapı olduğu için birkaç saat içinde yer değiştirebiliyor. Dolayısıyla Kuzey Kutbunda fiziksel olarak bir işaret bulunmuyor. Antarktika ise bir kıta ve Güney Kutup noktasının en yakın denize uzaklığı 1300 kilometre. Deniz yüzeyinden neredeyse ortalama olarak 3000 metre yüksekte yer alıyor ve yılda en fazla 10 metre hareket edebiliyor. Güney Kutup noktasının konumu her yıl 1 Ocak tarihinde tekrar hesaplanıyor.
Sembolik Güney Kutup noktası
Birleşmiş Milletler Deniz Hukuku Sözleşmesi uyarınca, ülkeler kıyılarından 200 deniz mili mesafeye
kadar olan bölgede her türlü kaynağı kullanmak üzere haklara sahiptir. Ancak “kıta sahanlığı”
tanımlaması sebebiyle Arktik Okyanusu’nda belirgin olarak paylaşılamayan ve “uluslararası sular”
olarak adlandırabileceğimiz alanlar da mevcuttur. Çevresel sorunları, bu ülkelerin oluşturduğu Arktik Konseyi bünyesinde tartışılıyor. Burası, Kuzey Amerika’nın Eskimoları, Kuzey Avrupa’nın Samileri, Sibirya’nın Yakutları gibi halkların oluşturduğu, 4 milyondan fazla insanın yaşadığı bir bölge. Güney Kutbu’nda ise resmi kayıtlara göre insan yaşamıyor ve sürekli tartışmalara konu olsa da hiçbir ülkeye ait değil. İlk kez 1821 yılında ayak basılan bölgede yapılan bilimsel çalışmalar, Antarktika Antlaşmalar Sistemi ile yönetilmekte.
Folklorik kostümü ile Sami ve Ren Geyikleri
Arktik Okyanusu’ndaki deniz buzları düzenli oldukları alanlarda 3 metre kalınlıkların üzerlerine
çıkmakta hatta hareketleri sırasında birbirlerinin üstlerine çıkan parçalar sebebi ile kimi noktalarda 10
metre kadar kalınlığa ulaşmaktadır. Arktik Okyanusu’nun ortalama derinliği 1000 metre civarında olup, en derin noktası 5450 metredir.Güney Kutbu’nda bulunan ortalama 2700 metre kalınlığındaki buzul örtüsü ise, ağırlığı ile deniz seviyesinden 100 metre yüksekteki kaya katmanını Dünya’nın merkezine doğru bastırıyor. Yani Antarktika’daki buzul miktarı Arktik’tekinden çok daha fazla, dolayısıyla daha soğuk.
Türler
Yukarıda da değinmiş olduğumuz gibi Kuzey kutup bölgesinin adı “ayı” kelimesinden geliyor. Bölgede yaşayanlar için Kutup Ayısı kutsal bir hayvan olmasının yanında en büyük kara yırtıcılarından da biri. Kuzey kutbunda bulunan hayvan türleri arasında ayrıca Kutup Tilkisi, Ren Geyiği, Misk Öküzü, Kar Baykuşu ve nesli tehlike altında olan Deniz Gergedanı da bulunuyor. Bu hayvanlar insanları tehlike olarak algılıyor ve korku duyuyorlar.
Antarktika’da yaşayan 40’ın üzerinde kuş türü arasında Albatros da yer alıyor.
Antarktika ise penguen dahil 40 kadar kuş türünün yanı sıra balina, fok, deniz fili gibi türlere evsahipliği yapıyor. Bölgede insan varlığı çok yeni ve sınırlı olduğu için hayvanlar korkusuz ve serbestçe dolaşıyorlar. Bu da ziyaretçilere muhteşem bir gözlem olanağı sağlıyor. Güney Kutbunu yılda 30-40 bin turist ziyaret ediyor.
Paulet Adası, her yıl penguenleri görmek isteyen turistlerin akınına uğruyor.
Hangi ülkeler hak iddia ediyor?
Coğrafi Kuzey Kutbu ve onu çevreleyen Arktik Okyanusu hiçbir ülkenin tek başına hak iddia edebileceği bir bölge değil. Ancak okyanusa kıyısı olan ülkelerin kendi denizel kaynaklarını araştırmak ve denizin sunduğu rüzgâr ve su enerjisi gibi kaynaklardan faydalanabilmeleri için Birleşmiş Milletler Deniz Hukuku Sözleşmesi uyarınca okyanusa kıyısı olan ülkelerin karasularına ek olarak 200 deniz mili açığı da kapsayan bir Münhasır Ekonomik Bölge belirlendi. Buna göre Norveç, Rusya, Kanada ve Danimarka, Arktik deniz yatağının bazı bölümleri üzerinde hak iddia edecek projeler başlattılar. Rusya ise 2007 yılında 2 denizaltı ile Kuzey Kutbunda tarihte ilk defa deniz yatağına ulaşarak buraya titanyum alaşımlı bir Rus bayrağı dikti. Bu hareket, Arktik’teki muazzam hidrokarbon kaynaklarını kontrol etme yolunda bir yarış başlatmış oldu.
Güney Kutup Dairesinin tamamı 60 derece Güney enleminin altında kalıyor ve kıtanın kendisi ile çevresindeki adaları kapsıyor. Bu bölgede Güney Orkney Adaları, Güney Shetland adaları, Peter I, Scott ve Belleny Adaları bulunuyor. Münhasır Ekonomik Bölge içinde yer alan ülkeler ise Güney Georgia ve Güney Sandwich Adaları (Birleşik Krallık ve AB denizaşırı bölgesi), Bouvet Adası (Norveç), Heard ve McDonald Adaları (Avustralya) bulunuyor.
Doğal Kaynaklar
Kutup bölgelerinin hassas ekosistemlerine müdahale etme konusu yıllardır tartışılıyor. Bu sorunun net bir çözümü olmasa da farklı yaklaşımlar mevcut. İklim değişimi, azalan fosil yakıt rezervleri, artan sera gazı salınımı, yakıt fiyatları, dünyanın arz/talep dengesindeki bozulma gibi faktörler bu yaklaşımları sürekli değiştiriyor.
Kuzey kutbundaki sıcaklık artışı ve erime nedeniyle kaynaklara ulaşım kolaylaştı. Bunun sonucu olarak özellikle Kuzey Kutup Dairesi içinde kalan ülkelerin bu kaynaklara erişimi ve yönetimi de hızlanan çalışmalara neden oldu.
Alyeska Boru Hattı, Kuzey Alaska’dan günde 500 bin varil petrol taşıyor. Yapımı hala tamamlanmamış olan Alaska Doğal Gaz Boru Hattı ise Kanada’ya kadar ulaşacak ve mevcut boru hatları ile birleşecek.
ABD Jeolojik Araştırma Merkezi (USGS) verilerine göre Kuzey Kutup Dairesi içinde teknik olarak ulaşılabilir 90 milyar varil petrol, 47 milyar metreküp doğal gaz, 44 milyar varil NGL (doğal gaz sıvısı) mevcut. Bölgedeki petrol ve doğal gaz rezervlerinin bu denli büyük olması, Doğal Kaynaklar Savunma Konseyi gibi sivil toplum kuruluşlarını harekete geçiriyor. Sondaj çalışmalarının burada ve koruma altındaki diğer alanlarda da -ağaç ve mineraller gibi- diğer doğal kaynaklara ulaşma çabalarını tetikleyeceğine dair endişeler mevcut. Özellikle Kuzey Alaska’da bulunan Arktik Ulusal Vahşi Yaşam Sığınağı, 240 farklı türe evsahipliği yapıyor.
Arktik bölgesinde değişim devam ederken Avrupa Birliği, yenilenebilir enerjilerin kullanımını arttırma yönünde radikal adımlar atmakta. Avrupa’da rüzgâr enerjisi üretiminde lider konumdaki Danimarka, güneş enerjisinde birinci sıradaki Norveç gibi ülkeler bu çalışmalarda büyük rol oynuyor.