İstiklal Marşı Biyografisi

Katılım
17 Ocak 2020
Konular
25
Mesajlar
78
Daha fazla  
Tepkime puanı
44
Puanları
1,504
Konum
İstanbul
Adım
Serkan
Cinsiyet
Erkek
Cihaz
İPhone 8
7989





İstiklâl Marşı

Korkma, sönmez bu şafaklarda yüzen al sancak;
Sönmeden yurdumun üstünde tüten en son ocak.
O benim milletimin yıldızıdır, parlayacak;
O benimdir, o benim milletimindir ancak.
---------------------------------------------
Çatma, kurban olayım, çehreni ey nazlı hilâl!
Kahraman ırkıma bir gül! Ne bu şiddet, bu celâl?
Sana olmaz dökülen kanlarımız sonra helâl,
Hakkıdır, Hakk'a tapan, milletimin istiklâl!
---------------------------------------------
Ben ezelden beridir hür yaşadım, hür yaşarım.
Hangi çılgın bana zincir vuracakmış? Şaşarım!
Kükremiş sel gibiyim; bendimi çiğner, aşarım.
Yırtarım dağları, enginlere sığmam, taşarım.
---------------------------------------------
Garb'ın âfâkını sarmışsa çelik zırhlı duvar;
Benim iman dolu göğsüm gibi serhaddim var.
Ulusun, korkma! Nasıl böyle bir îmânı boğar,
"Medeniyet!" dediğin tek dişi kalmış canavar?
---------------------------------------------
Arkadaş! Yurduma alçakları uğratma sakın.
Siper et gövdeni, dursun bu hayâsızca akın.
Doğacaktır sana va'dettiği günler Hakk'ın...
Kim bilir, belki yarın... belki yarından da yakın.
---------------------------------------------
Bastığın yerleri "toprak!" diyerek geçme, tanı!
Düşün altındaki binlerce kefensiz yatanı.
Sen şehîd oğlusun, incitme, yazıktır, atanı;
Verme, dünyâları alsan da, bu cennet vatanı.
---------------------------------------------
Kim bu cennet vatanın uğruna olmaz ki fedâ?
Şühedâ fışkıracak toprağı sıksan, şühedâ!
Cânı, cânânı, bütün varımı alsın da Hüdâ,
Etmesin tek vatanımdan beni dünyada cüdâ.
---------------------------------------------
Ruhumun senden, İlâhî, şudur ancak emeli:
Değmesin ma'bedimin göğsüne nâ-mahrem eli.
Bu ezanlar-ki şehâdetleri dînin temeli-
Ebedî yurdumun üstünde benim inlemeli.
---------------------------------------------
O zaman vecd ile bin secde eder -varsa- taşım;
Her cerîhamdan, İlâhî, boşanıp kanlı yaşım,
Fışkırır rûh-i mücerred gibi yerden na'şım;
O zaman yükselerek Arş'a değer belki başım.
---------------------------------------------
Dalgalan sen de şafaklar gibi ey şanlı hilâl;
Olsun artık dökülen kanlarımın hepsi helâl.
Ebediyen sana yok, ırkıma yok izmihlâl:
Hakkıdır, hür yaşamış, bayrağımın hürriyet;
Hakkıdır, Hakk'a tapan, milletimin istiklâl!

Mehmet Akif ERSOY
------------------------------------------------------------------------------------------


İstiklâl Marşı, Türkiye ve Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'nin millî marşı.
Mehmet Âkif Ersoy tarafından kaleme alınan bu eser, 12 Mart 1921'de
Birinci TBMM tarafından "İstiklâl Marşı" olarak kabul edilmiştir.

Türk Kurtuluş Savaşı'nın başlarında, İstiklâl Harbi'nin milli bir ruh içerisinde
kazanılması imkânını sağlamak amacıyla Maarif Vekaleti, 1921'de
bir güfte yarışması düzenlemiş, söz konusu yarışmaya toplam 724 şiir
katılmıştır. Kazanan güfteye para ödülü konduğu için önce yarışmaya
katılmak istemeyen Burdur milletvekili Mehmet Akif Ersoy, Maarif Vekili
Hamdullah Suphi'nin ısrarı üzerine, Ankara'daki Taceddin Dergahı'nda
yazdığı ve İstiklal Harbi'ni verecek olan Türk Ordusu'na hitap ettiği
şiirini yarışmaya koymuştur. Yapılan elemeler sonucu Türkiye Büyük
Millet Meclisi'nin 12 Mart 1921 tarihli oturumunda, bazı mebusların
itirazlarına rağmen Mehmet Âkif'in yazdığı şiir coşkulu alkışlarla
kabul edilmiştir. Mecliste İstiklâl Marşı'nı okuyan ilk kişi dönemin
Milli Eğitim Bakanı Hamdullah Suphi Tanrıöver olmuştur.

Mehmet Âkif Ersoy İstiklâl Marşı'nın güftesini, şiirlerini topladığı
Safahat'a dahil etmemiş ve İstiklâl Marşı'nın Türk Milleti'nin
eseriolduğunu beyan etmiştir.

Şiirin bestelenmesi için açılan ikinci yarışmaya 24 besteci katılmış,
1924 yılında Ankara'da toplanan seçici kurul, Ali Rıfat Çağatay'ın bestesini
kabul etmiştir. Bu beste 1930 yılına kadar çalındıysa da 1930'da değiştirilerek,
dönemin Cumhurbaşkanlığı Senfoni Orkestrası Şefi Osman Zeki Üngör'ün
1922'de hazırladığı bugünkü beste yürürlüğe konmuş, toplamda dokuz dörtlük
ve bir beşlikten oluşan marşın armonilemesini Edgar Manas, bando düzenlemesini
de İhsan Servet Künçer yapmıştır. Üngör'ün yakın dostu Cemal Reşit Rey'le
yapılmış olan bir röportajda da kendisinin belirttiğine göre aslında başka bir
güfte üzerine yapılmıştır ve İstiklal Marşı olması düşünülerek bestelenmemiştir.

Söz ve melodide yer yer görülen uyum (Prozodi) eksikliğinin
(örneğin "Korkma, sönmez bu şafaklarda yüzen al sancak" mısrası
ezgili okunduğunda "şafaklarda" sözcüğü iki müzikal cümle arasında
bölünmüştür) esas sebebi de budur. Protokol gereği, sadece ilk iki
dörtlük beste eşliğinde günümüzde İstiklâl Marşı olarak söylenmektedir.
 
Geri
Üst