Nesimi

Katılım
13 Haz 2018
Konular
1,096
Mesajlar
5,095
Çözümler
2
Daha fazla  
Tepkime puanı
4,329
Puanları
2,599
Yaş
39
Konum
Türkiye
Adım
Öznur
Cinsiyet
Kadın
Cihaz
iPhone 11
İmadeddin Nesimi (d. 1370 ? - ö. 1417 ya da 1418), Türkiye;de bilinen yaygın adıyla Seyyid Nesimi Sûfi, Halk Şairi. Şiirlerinde "Seyyid", "Hüseyin" ve "Nesimi" mahlaslarını kullanmıştır.
Yaşamı
Hayatı birlikte doğum tarihinin 1339-1344 yılları arasında olduğu, idamının da 1417 veya 1418 yılında olduğu tahmin edilmektedir. Türkçe ve Farsça divanları yazmıştır. Şiirleri dönemin bir çok şairini etkilemiştir. Şiirlerinde Hallac-ı Mansur;u andıran ifadeler kullanmasıyla idarecilerin tepkilerini üzerine çok çekmiştir.

Nesimi'nin yaşadığı dönemde Fazlullah Naimi'nin (1340-1394) kurucusu olduğu Hurufilik hareketi geniş ölçüde yaygınlaşmıştı. Nesimi Naimi'den öğrendiği Hurufiliği kabul etmiş ve bu tarikat uğrunda mücadele etmiştir.

Kendisinin de Mevlana;dan etkilendiği ileri sürülmektedir. Çeşitli nazireler yazmıştır. Şiirleri Anadolu,Azerbeycan ve İran'da yaygındır. Esterabadlı Fazlullah'ın yaymaya çalıştığı Hurufiliği benimsedi. Bu mezhebin önde gelen savunucuları arasında yer aldı. Ülkenin çeşitli yerlerinde dolaşarak şiirleriyle yaymaya çalıştı. Bu, yöneticileri rahatsız etti.

Diğer hurufilere olduğu gibi Nesimi de takip edilmiş ve Mısır Çerkez kölemenleri hükûmdarı El-Müeyyed Şeyh;in emriyle Şam'da derisi yüzülerek öldürüldü. Cesedi bir hafta halka gösterildi. Ayrıca öldürüldükten sonra derisini omzuna alıp 7 kapıdan aynı anda cıktıgı söylenmektedir.


Sahip çıkanlar
Alevilik Alevilik ve bölge Şiiliğinde Yedi Ulu Ozan'dan biri kabul edilir.Toplumda genellikle Kul Nesimi adlı Alevi ozanla karıştırılır.Halbuki tamamile farklı yerlerde yaşamış farklı insanlardır. Kul Nesimi şiirlerini saf Anadolu Türkçesiyle yazarken Azerbaycanlı Nesimi'nin şiirlerinde bolca Arapça ve Farsça kelimeler bulunur.

Azerbaycan Cumhuriyeti Yeni kurulan Azerbaycan Cumhuriyeti devletinde Azerbaycan türkçesi ile uğraşan en yüksek akademik kurum olan dilcilik enstitüsüne (Azerbaycan Nesimi Dilçilik İnstitutu) ismi verilmiştir.Nesimi Dilcilik Enstitüsü, Türkiye'de kurulu bulunan TDK karşılığı bir işlev yürütmektedir.Bakü'nün merkezi meydanlarının birinde de Nesimi heykeli vardır.


Benzemez

Yaptığımız Kabedir
Yıktığımız kilise
Şu bizim seyranımız
Bir seyrana benzemez

Süleyman lar içinde
Ali bir Süleyman dır
Süleyman lar bildiler
Bir Süleyman a benzemez

Abdesttimiz katlanmak
Namazımız sabretmek
Biz bir oruç tutarız
Ramazana benzemez

Kitabımız da kıl var
Dağlar kadar görünür
Biz bir ayet okuruz
Bir Kur an a benzemez

Kul Nesimi sen seni
Mana bilir söylersin
Biz bir deniz geçeriz
Bir ummana benzemez
 
Bu gün ol dilber-i rana

Bu gün ol dilber-i rana
Benimle oldu hem-saye
Ki yüzü güneşe benzer
Latif kaşlarıdır aya

Beli ince,boyu uzun
Yüzü hubdur,sözü mevzun
Dili sihri,okur efsun
Gönlümü verdi yağmaya

Benim gönlüm alan dilber
Yüzü hubdur, sözü enver
Güzeldir Allah-u Ekber
Ne güzel beslemiş daya

Dedim:Ey hubların şahı
Terrahhüm eyle billahi
Gönül ikliminin mahı
Bu günü salma ferdaya

Dedim
icon_biggrin.gif
ilber lebin emsem
Olurdu derdime derman
Dedi:Vakti değil,ebsem
Düşersin ceng-ü kavgaya

Dedim dilber beni öldür
Gerek ağlat,gerek güldür
Nesimi çün sana kuldur
Serini koymuş ortaya
 
Canım erenlere kurban,serim meydanda meydanda

Canım erenlere kurban,serim meydanda meydanda
Bütün ikrar canım feda, canım meydanda meydanda

Yanarım yoktur dumanım,gönlümde yoktur gümanım
Al malım bağışla canım,varım meydanda meydanda

Kellemi koltuğuma aldım,kan ettim kapına geldim
Ettiğime pişman oldum serim meydanda meydanda

Yoktur çınarımi timarım,yoktur kalbimde gümanım
Al malım varlığa canım,dilim meydanda meydanda

Ol kelp rakipten kaçın,Mü mine hülleler biçin
Ben bülbülüm bir gül için,zarım meydanda meydanda

Mü min olan olur Veli,Veli olan olur gani
Nesimi yem yüzün beni,Derim meydanda meydanda
 
Derdim ondur,çün dokuz diyemem ağyare men

Derdim ondur,çün dokuz diyemem ağyare men
Sekizinde kaldı aklım,yedisinde avare men

Altısı mende var iken,beşten çekemem elimi
Dörtte Hüda lütfederse,üçte buldum çare men

Ey Nesimi çün iki gönül hali değildir
Anın için yalvarırım gece gündüz bir e men
 
Destan

Felek benim senden bir sualim var
Rüzigarın Süleymanı nic oldu
Sana gelenlerin işi ah-u zar
Erenlerin o devranı nic oldu

Musa Tur a çıktı niyaz eyledi
İsa göğe ağdıimekan bağladı
Yakup,oğul deyü her dem ağladı
Hazret-i Yusuf u Ken an nic oldu

Baba Emir, vardı Kuh ile kaaf a
Küffara kılardı cevrile cefa
Şatırların piri Bengü Mustafa
Alemin gerdan keşanı nic oldu

Başun için bize veresün haber
Nesl-i Ali evlad-ı emürül kiber
Harici askere yürüttü teber
Eba Müslüm ün meydanı nic oldu

Batında onlar münkiri taşlar
Erenlere ayan seyr olan işler
Gaiptedir kırıklar,yediler,üçler
Erenlerin yok mekanı nic oldu

Bunca sahib-kıran gelüp geçmiştir
Hızır İlyas ab-ı hayat içmiştir
Sanan İskenderler konup göçmüştür
Ahd-ı vefaya seyranı nic oldu

Nurdur kalbimizi eyleyen ziya
Şefaat eyleyen gedaya baya
İki cihan fahri hatem-ül enbiya
Bilsem ol mürüvvetkanı nic oldu

Gahi ayyar idi gahice abdal
İslama dost idi küffara kattal
Erenler şahbazı ol Seyyit Battal
Bilmem ol canımın canı nic oldu

Hazret-i Resul in muhib yarıdır
Hakkın dostu serbanların piridir
Ser-i evliyanın sırr-ı nakdidir
Yemen de Veyselkarani nic oldu

Molla Hünkar deyü melekler iner
Kudretten nurdan kandilleri yanar
Arş-ı muallada külahlar döner
Sultan Osman şazanı nice oldu

Hazret İbrahimi attılar nara
Eyyub a kurt düştü başladı zara
Zekeriyya nice çekildi dara
Nuh Peygamberin Tufanı nic oldu

Ol server her kande gitse giderdi
Din yoluna ikrarını güderdi
Bir narada çok Harici geberdi
Ahmet.... yaranı nice oldu

Doksan bin erenler dediler beli
Bindi hake, doğru gösterdi yolu
Kutb-ı alem Hacı Bektaşi Veli
Bunca erenler serefrazı nic oldu

Alemin ahvali alem değil mi
Bendesi de mir-i kelam değil mi
Nesl-i Ali Kutb-i alem değil mi
Bu... EMİR SULTAN ı nice oldu

Ah eder NESİMİ geçdi serinden
MANSUR enelhak der dönmez darından
Gitti gelmez, bir haber yok birinden
Bu feleğin karbanı nice oldu
 
Dil binayı kibriyadır

Dil binayı kibriyadır
Yıkma gönlün kimsenin
Esrar-ı kenzi Hüdadır
Yıkma gönlün kimsenin

Mümin kalbine eyle
İzzet ile hürmeti
Daha enderi Hüdadır
Yıkma gönlün kimsenin

Kalb-i mümin Beyt-ü Hakk tır
Hac-ı Ekber andadır
Belki Hakk onda bakidir
Yıkma gönlün kimsenin

Ey Nesimi belki Hakk ın
Belki vahdetnamedir
Secdegahım Mustafa dır
Yıkma gönlün kimsenin
 
Eğer sual eder isen sırrımdan

Eğer sual eder isen sırrımdan
Cümlemizi var eyledi varından
Hak yarattı Muhammed i nurundan
Kandilde parlayan nurdan gelürem

Habib i nurundan yarattı Hüdam
Salavat veririm ruhuna müdam
Cennetten sürüldü dünyay Adem
Rıdvan ın açtığı şardan gelürem

Cebrail çerağı alır destine
Seyretmeye gider dostun iline
Hayranım şakıyan tuti diline
Resul un kurduğu yoldan gelürem

Kandilde balkıyan dostun nurudur
Akıl ermez ona,Hakk ın sırrıdır
Din serveri Muhammed in nurudur
Cennette açılan gülden gelürem

Havva dır anamız Adem dir ata
Hakk ın hikmetine akıllar yata
Cennetin illeri öteden öte
Hü deyip çalkalanan selden gelürem

Okuyup yazmada çok Hakk ın ilmi
Okuyup yazmayan ne bilsin ilmi
Tanrı nın dostudur Musa değil mi
Münacat ettiği Turdan gelürem

Tenimi sorarsan bir kuru tendir
Can onun içinde gevher-i kandır
Bu ilim dersidir,bahr-ı ummandır
Sırrı kal oldukça sırdan gelürem

Sıfatlar dağıla,taşlar atıla
İns ile cins bir araya katıla
İnsan mantar gibi yerden bite
Aslımız topraktır,yerden gelürem

Mansur ile bile dara takıldım
Yusuf ile hem kul olup satıldım
İsa ile Şam dan göğe çekildim
Musa ile bile Tur dan gelürem

Kardaşlar böyle tevil düzdüler
Başmağa Ayet-el kürsü yazdılar
Kendi fetvam ile derim yüzdüler
Halep şehri derler şardan gelürem

Mahkemede sual sordu kadılar
Kitapların orta yere koydular
Sen bu ilmi nerden aldın dediler
Üstadımdan aldım,Pir den gelürem

Nesimi yim ikrarımdan belliyim
Gerçek erenlerin kemter kuluyum
Cennet bahçesinin gonce gülütüm
Münkir münafıka hardan gelürem
 
Eğer sual eder isen sırrımdan

Eğer sual eder isen sırrımdan
Cümlemizi var eyledi varından
Hak yarattı Muhammed i nurundan
Kandilde parlayan nurdan gelürem

Habib i nurundan yarattı Hüdam
Salavat veririm ruhuna müdam
Cennetten sürüldü dünyay Adem
Rıdvan ın açtığı şardan gelürem

Cebrail çerağı alır destine
Seyretmeye gider dostun iline
Hayranım şakıyan tuti diline
Resul un kurduğu yoldan gelürem

Kandilde balkıyan dostun nurudur
Akıl ermez ona,Hakk ın sırrıdır
Din serveri Muhammed in nurudur
Cennette açılan gülden gelürem

Havva dır anamız Adem dir ata
Hakk ın hikmetine akıllar yata
Cennetin illeri öteden öte
Hü deyip çalkalanan selden gelürem

Okuyup yazmada çok Hakk ın ilmi
Okuyup yazmayan ne bilsin ilmi
Tanrı nın dostudur Musa değil mi
Münacat ettiği Turdan gelürem

Tenimi sorarsan bir kuru tendir
Can onun içinde gevher-i kandır
Bu ilim dersidir,bahr-ı ummandır
Sırrı kal oldukça sırdan gelürem

Sıfatlar dağıla,taşlar atıla
İns ile cins bir araya katıla
İnsan mantar gibi yerden bite
Aslımız topraktır,yerden gelürem

Mansur ile bile dara takıldım
Yusuf ile hem kul olup satıldım
İsa ile Şam dan göğe çekildim
Musa ile bile Tur dan gelürem

Kardaşlar böyle tevil düzdüler
Başmağa Ayet-el kürsü yazdılar
Kendi fetvam ile derim yüzdüler
Halep şehri derler şardan gelürem

Mahkemede sual sordu kadılar
Kitapların orta yere koydular
Sen bu ilmi nerden aldın dediler
Üstadımdan aldım,Pir den gelürem

Nesimi yim ikrarımdan belliyim
Gerçek erenlerin kemter kuluyum
Cennet bahçesinin gonce gülütüm
Münkir münafıka hardan gelürem
 
Erenler Şahtan Gelirler

Erenler Şah tan gelirler
Ali derler Pirimize
İmamların kullarıyız
Münkür ermez sırrımıza

Pirimiz Kırıklar,Yediler
Bu yolu onlar kurdular
Bizede böyle dediler
Kanarsan ikrarımıza

Muhip mürşidine uydu
Arif olan hisse duydu
Münafıklar nice kıydı
Tiğ çektiler Pirimize

Bildik aslımızdır Adem
Kısmetimiz verdi Hüdam
Halifeler bastı kadem
Taç vurdular serimze

Ateş yanar kazan çoşar
Dalğalanır boydan aşar
Şulesi aleme düşer
Bakın bizim nurumuza

Nesimi sözünü pişir
Özüne muhabbet düşür
Bezirğanlar gevher taşır
Güne gün şarımıza
 
Evliyadan aldık biz bu erkanı

Evliyadan aldık biz bu erkanı
Yana yana zikredelim Allah ı
Canda ayan gördük sırr-ı Süphanı
Yana yana zikredelim Allah ı

Daima Süphanın ismini der idim
Derunumda olan perdeyi giderdim
Bir idim vardım ummana erdim
Yana yana zikredelim Allahı

İsyanla kararmıştır yüzleri
Anın için Hakkı görmez gözleri
Bize kar eylemez münkir sözleri
Yana yana zikredelim Allahı

Seyyid NESİMİ eydür bahre daldım da geldim
Mümkünat ilmini bildim de geldim
Hakikatta yerin gördüm de geldim
Yana yana zikredelim Allahı
 
Ey Gönül

Ey gönül el aynasına bakmanın faydası ne
Sernayeden zararın var satmanın faydası ne

Kendin kadrin bilmeyen ne bilir dostun kıymetin
Merkebin boynuna cevahir takmanın faydası ne

Çobana yazı gerek hem yayıla,hem gerneşe
Çobanı meclise imam etmenin faydası ne

Kargaya üleş gerek hem yiye hem çağıra
Karganın önüne şükker dökmenin faydası ne

Velhasılı Nesimi sen kendimi aleme faş eyleme
Köpeği hamama sokup yumanın faydası ne
 
Ey perhiz,sakın dilden,her hata dilden çıkar

Ey perhiz,sakın dilden,her hata dilden çıkar
Cahile verme sırrını sır elden çıkar
Talep et kitap olasın her ne maksudun var ise
Zerrece ilm-i şeriat cüz ice dilden çıkar

Eğer fidanın var ise büyür selvi dal olur
Va de saatte yetende emr Hakkdan gel olur
Bir gün gelir can alıcı bülbül diller lal olur
Dünya dedikleri handır konanlar handan çıkar

Çetindir bu aşkın yayı, çeker bilir yayını
Bülbüle gülşen verildi,baykuşa Hakkdan tayını
Üstada hizmet edenler pirden alır payını
Üstada hizmet etmeyen akıbet yoldan çıkar

Ey NESİMİ her can bilmez bu muamma sırrını
İki nokta üç harftir,çar kitap andan çıkar
 
Fazlına bel bağladım ya vahid-i feerd-i ahad

azlına bel bağladım ya vahid-i ferd-i ahad
Cümlenin mabudu sensin daima hayy-i ebed

Okudum isminde Bismillahirrahmanirrahim
Ay sıfatındır sıfatın kulhüvallahü ahad

Evvel ahir hüvel-hayyüllezi sin layemut
Zahür-ü batın hüvel bakisin allahüssamed

Lem -yelid zatın, velem-yuled sıfatın vasfıdır
Lem-yekün zat-ı sıfatın lehü küfüfen ahad

Ol zaman kim lütfile bir gevhere kıldın nazar
Zahir ol gevherden oldu cümle eşya la aded

Kaf ile nundan yarattın on sekizbim alemi
Kudretinden erbain günde tamam oldu ceset

Ey NESİMİ daima gönlünde özge nesne yok
Hem dilinde ol fakırın daim eyler ya Ahmed
 
Gazel

cananı benim sevdiğimi can bilir ancak
gönlüm dileğin dünyada canan bilir ancak

bildim hem akl ile hem ilm ile hakkı
şöyle bildim onu ki kuran bilir ancak

ibdal oluben beyliğin eden arifi gör ki
bu saltanatın kadrini sultan bilir ancak

kim aşk denizine dalıp gark olagörsün
bu aşk denizinin bahrini umman bilir ancak

ey saki getir devr-i ayağın tozu ile sun ki
bu devr- ayağın devrini devran bilir ancak

işret meclisine gelip giden meyler içilir
pinhane çeker şöyle ki şeytan bilir ancak

hiç kimse Nesimi sözünü fehm edebilmez
bu kuş dilidir bunu süleyman bilir ancak
 
Gel bana cevr etme sende bulursun

Gel bana cevr etme sende bulursun
Ya birde ikide yedide onda
Tut mürşid eteğin vasıl olursun
Medet nazargahı yedide onda

Üçlere yoldaş ol eyle niyazı
Hüda kabul eder böyle niyazı
Dün ü gün ah edüp eyle niyazı
Arsa-i aşk içre yedide onda

Nesimi yedide onda mı dersin
Üçler meclisinde onda mı dersin
Elestü bezminde onda mı dersin
Kırıklar dergahında yedide onda
 
Gel benim fahr-i cihanım,kıblegahım Mustafa

Gel benim fahr-i cihanım,kıblegahım Mustafa
Cihanın umudu sensin,Padişahım Mustafa

Halil in kuyuna vardım,hacılar bayram eder
Arafat ta kurban kestim işte canım Mustafa

Bak şu kelb rakibe ki, yarime neler demiş
Okunan Kur an hakkiçün,iftiradır Mustafa

Ben ölünce katiplere vasiyet etsem gerek
Yazdıram sinim taşına,intizarım Mustafa

NESİMİ yem derde düştüm,derdimin dermanı yok
Derdimin dermanı sensin,ah u zarım Mustafa
 
Ger aslım sorarsan ben bir niyazım

Ger aslım sorarsan ben bir niyazım
Sabır ilmi derler yerden gelirim
Katre idim şimdi ummanlar oldum
Arştaki kandilden nurdan gelirim

Ben kal u bela da buldum izimi
Döndürmedim bir dem Hakk tan yüzümü
Ateş-i aşkına yaktım özümü
Halil İbrahim le nardan gelirim

Sual eylerisen benim sırrımdan
Cümlemizi var eyledi varından
Yarattı Muhammed Ali nurundan
Hakk ile hak olan sırdan gelirim

Cebrail çerağı alır eline
Seyretmeye gelir dostun iline
Hayranım şakıyan dudu diline
Rıdavan kapı açtı şardan gelirim

Teni sual etme ten kuru tendir
Can anın içinde gevher-i kandır
Bu ilim deryası bahri ummandır
Sırrı kal eyleyen serden gelirim

Mansur ile varıp dara çekildim
Yusuf ile kul olup bile satıldım
Şam da İsa ile göğe çekildim
Musa ile dahi Tur dan gelirim

Mahkemede sual sordu kadılar
Kitapları orta yere koydular
Sen bu ilmi kimden aldın dediler
Üstadımdan aldım pirden gelirim

Nesimi yim ikrarımla belliyim
Gerçek erenlerin kemter kuluyum
Ali bağçesinin gonce gülüyüm
Münkir münafıka Hakk tan gelirim
 
Güldür Gül

Ben bugün pirime vardım
Pirin cemali güldür gül
Oturmuş tahtı mekana
Tahtı revanı güldür gül

Gülden terazi tutarlar
Gülü gül ile tartarlar
Gül alır gül satarlar
Çarşı pazarı güldür gül

Gülden degirmeni döner
Onun ile gül döverler
Akar arkı döner çarkı
Bendi pınarı güldür gül

Ak gül ile kırmızı gül
Çift yetişmiş bir bahçede
Bakışları hare karşı
Har-ı ezharı güldür gül

Gel ha gel Seyyid Nesimi
Hak nefesi güldür gülün
Şu öten garip bülbülün
Derdi figanı güldür gül
 
Gönül bir bülbül-ü şeyda,öter aheste aheste

Gönül bir bülbül-ü şeyda,öter aheste aheste
İçüp cam-ı mushaffadan kanar aheste aheste

Zamanın hüzn-ü derdinden gönül bulamaz safa bir dem
Derunum ateş-i suzan,yanar aheste aheste

Heman sayd ü şikar eyler...............................
Hülasa bulamadım çare döner aheste aheste

Oturmuş meclis-i meyde süzer kaşın taravetle
Şerab............ şuhum sunar aheste aheste

NESİMİ derde düşmüştür senin hüsnün zammanında
Acebdir ateş-i aşka konar aheste aheste
 
Hak kendi nurundan övmüş yaratmış,

Hak kendi nurundan övmüş yaratmış,
Padişah eylemiş ilin üstüne..
Gördüm cemalini selavat verdim,
Sokulmuş civalar serin üstüne

Vallahi Kur an dır senin yüzlerin
Yasin-i Şeriftir iki gözlerin
(İnna Fetahna) dır senin sözlerin,
(Veddullah) inmiştir dilin üstüne

Kirpiklerin üstüne benler dizilir
İkrarından dönen Hakk tan üzülür
Ak göğsün üstüne (Tebbet) yazılır
(Vesşems) ,inmiştir kolun üstüne

Seyyid Nesimi dir şem in çırsı,
(Errahman) dır iki kaşın arası,
Güzel Besmeleyle Elham Süresi
Elif Lam inmiştir Kaddin üstüne..
 
Geri
Üst