- Cihaz
- iPhone 13 pro Max
- Katılım
- 10 Haz 2018
- Konular
- 511
- Mesajlar
- 2,081
- Çözümler
- 2
- Tepkime puanı
- 1,281
- Puanları
- 2,464
- Konum
- Türkiye
İlk çag felsefesinin başlangıçlarında yer alan bir başka Yunan filozofu da,evrenin ve varlıkların kaynağının yani anamaddenin ne olduğunu sormuş ve bu soruya, «sayılar» diye cevap vermişti. Bu filozof, Sisam adasında doğmuş ve güney İtalya'ya göç ederek Kroton şehrinde yaşamış olan Pythagoras'tı.Gizli bir din tarikatininde kurucusu olan bu filozofun düşünceleri,bu dini topluluga baglı kimseler tarafından benimsenmiş ve savunulmuş oldugu için Pythagoras'ın felsefesinden çok Pythagoras'çılıktan söz edilir.
Bu felsefe akımına göre varolan her şeyde bir uyum ve oran bulunmaktadır.Tarikatin dini kurallarına sıkı sıkıya uyan Pythagoras'cılar,maddi zevklerden el etek çekerek disiplinli bir hayat sürüyorlardı. Bu arada özellkle maemetik ve müzikle ilgilenmişlerdi.Pythagoras,kendi yaptıgı incelemer sonunda bir çalgı telinin
uzunluğunun değiştirilmesi sonunda, çıkardığı sesin perdesinin de değiştiğini ve bu ikisi arasında bir oran bulunduğunu ortaya koydu. Böylece, matematik ile müzik arasında bir ilinti de kurmuş oluyordu.
Pythagoras'cılar, bütün gökcisimlerinin ve kürelerin, ateşten yapılmış bir merkez çevresinde ve belirli yörüngeler çizerek döndüklerini ileri sürmüşlerdi. Cisimlerin kapladığı yer, büyüklükleri, şekilleri ve aralarındaki mesafeler, birtakım sayılardan başka şey değildi. Eşyanın biçimini ve oranlarını, sayılarla dile getirmek ya da sayılara indirgemek (irca etmek) mümkündü. Herhangi bir nesne, belli bir biçime bürünmeden mevcut olamayacağına göre, sayıları, bu nesnelerin temel ilkesi yani anamaddesi olarak kabul etmek gerekiyordu. Demek ki, varolan her şeyin temelinde «sayılar» vardı («A History of Philosophy», Albert Sohvvegler, s. 30-31, New York, 1899). Ama Pytjhagoras'cılar, sayıları, düşüncemizin ürünü olan olan soyut varlıklar olarak görmüyorlardı. Bundan ötürü, onların anamaddesi de tam anlamıyla soyut bir. ilke değildi. Pythagoras'cıların gözünde, sayılar, maddî bir yana sahip olan, cisimlere benzeyen temel gerçeklerdi. Varlıklar bu temel ilkelerden (sayılardan) türemişti. Bununla birlikte, varlığın temelinde sayıların ve niceliksel oranların bu-lunduğunu ileri sürmeleri, felsefî düşünce bakımından önemli bir yenilikti. Böylece varlığı matematik açıdan incelemenin ve dile getirmenin ilk örneği verilmiş oluyordu.
Bu felsefe akımına göre varolan her şeyde bir uyum ve oran bulunmaktadır.Tarikatin dini kurallarına sıkı sıkıya uyan Pythagoras'cılar,maddi zevklerden el etek çekerek disiplinli bir hayat sürüyorlardı. Bu arada özellkle maemetik ve müzikle ilgilenmişlerdi.Pythagoras,kendi yaptıgı incelemer sonunda bir çalgı telinin
uzunluğunun değiştirilmesi sonunda, çıkardığı sesin perdesinin de değiştiğini ve bu ikisi arasında bir oran bulunduğunu ortaya koydu. Böylece, matematik ile müzik arasında bir ilinti de kurmuş oluyordu.
Pythagoras'cılar, bütün gökcisimlerinin ve kürelerin, ateşten yapılmış bir merkez çevresinde ve belirli yörüngeler çizerek döndüklerini ileri sürmüşlerdi. Cisimlerin kapladığı yer, büyüklükleri, şekilleri ve aralarındaki mesafeler, birtakım sayılardan başka şey değildi. Eşyanın biçimini ve oranlarını, sayılarla dile getirmek ya da sayılara indirgemek (irca etmek) mümkündü. Herhangi bir nesne, belli bir biçime bürünmeden mevcut olamayacağına göre, sayıları, bu nesnelerin temel ilkesi yani anamaddesi olarak kabul etmek gerekiyordu. Demek ki, varolan her şeyin temelinde «sayılar» vardı («A History of Philosophy», Albert Sohvvegler, s. 30-31, New York, 1899). Ama Pytjhagoras'cılar, sayıları, düşüncemizin ürünü olan olan soyut varlıklar olarak görmüyorlardı. Bundan ötürü, onların anamaddesi de tam anlamıyla soyut bir. ilke değildi. Pythagoras'cıların gözünde, sayılar, maddî bir yana sahip olan, cisimlere benzeyen temel gerçeklerdi. Varlıklar bu temel ilkelerden (sayılardan) türemişti. Bununla birlikte, varlığın temelinde sayıların ve niceliksel oranların bu-lunduğunu ileri sürmeleri, felsefî düşünce bakımından önemli bir yenilikti. Böylece varlığı matematik açıdan incelemenin ve dile getirmenin ilk örneği verilmiş oluyordu.