Aşk

Beklemekse İhanet, Hem Zamana İhanet
Hem De Kalbe İhanet, Giden Gider Gelmezse
İşte Budur Felaket, İşte Budur Kıyamet

yarindansonra3ap1.png


Dile Gelmemiş Her Aşk Çünkü, Kalbinde Hiç Çizilmemiş
İkiz Bir Kenar Bırakır, Oysa İki İsmi Var Sevdanın

Biri Senin Adınsa, Diğeri Benim Adım Yarından Sonra Çok Geç,
Ya Söyledin, Söyledin, Ya Yakaladın, Yakaladın​


Yiğit Güralp
 
Bana göre Aşık öyle olmalı ki, şöyle bir kalkınca, her tarafı ateşler sarsın; her tarafta kıyametler kopsun.
Cehennem gibi olmalı, cehennemi bile yakıp yandıracak bir gönül istemeli.. Ki o gönlün önüne iki yüz deniz çıksa, hepsini de yaksın, yandırsın. Onun tek bir dalgası bilindik denizlere taş çıkartsın.
Gökleri bir mendil gibi dürüp avucuna almalı.. Sonsuz zevalsiz çerağı, bir kandil gibi gök kubbesine asmalı.
O bir arslan gibi savaşa atılsın, onun timsah gibi bir kalbi olsun! O yeryüzünde kendisinden başka kimseyi bırakmasın! Hatta kendisiyle bile savaşa girsin!
Parlak nuruyla gönlün yedi yüz perdesini de yırtsın da ötelerden, arştan, gök ehlinden ona; “Maşallah, Maşallah!†sesleri gelsin.




Şems-i Tebrîzî
 
lalecile_esmalale.jpg

Leyl-i Aşk / İşte Böyle Yâr Bilesin

Niye bana uzaksın sevdiceğim? Gözlerinin büyüsünü özlemedim mi sanıyorsun? Sözlerinin sıcağı kalbimde bin efsûn. Sen yokken kuyulara düşüyor düşlerim. Sen olmayınca, sevda yetim; aşk öksüz, şefkat kimsesiz. Sensiz, hesapların hepsi yarım kalıyor. Sensiz, defterlerin hepsi açık duruyor. Hata etmişim, şimdiye dek varlığını hesaplamışım hep; çok geç anlıyorum. Yokluğun ne hesaba gelmez işmiş; kıvranıyorum, yanıyorum, ağlıyorum.


Beni unutmadın değil mi? Unutmak ne garip şey ki, unutanlara unuttuğunu da unutturuyor. Dipsiz bir kuyuya düşüyor gibisin; içindeki unutuş bin kuyuyu kuyuya atıyor. Seni unutmak bana haram olsun. Unutulmak ne acı şey ki; unutulanın unutulduğu kimsenin hatırına gelmiyor. Sonsuz bir karanlıkta yitiyor gibisin; unutuluşun nice karanlığı karanlığa itiyor. Senin unutman bana uzak olsun.
Alev üşür mü bi’tanem? Taş katılığına yanar mı? Dağ yalnızlığına ağlar mı? Ayrılığın araya girmekten bıktığı olur mu? Yalnızlığın da canı sıkılmaz mı? Göz yaşının da göz yaşı döktüğü olmaz mı? Derdin de başı derde girmez mi? Acıyı da vurmazlar mı? İhanete de ihanet eden hainler çıkmaz mı? Yokuşların da yorulduğu olmaz mı? Sensizlik bir gün de senin yoluna çıkmaz mı?

Benden sana yol çıkar mı ey sevdiceğim? Ben beni bende toplasam, sen çıkar mı ey sevdiğim? Ben beni benden çıkarsam, elde sen kalır mı ey sevdiğim? Olmadı; ben beni bana bölsem, yine sen mi çıkar sevdiğim? Ben beni benle çarpsam, sen olur mu? Görüyorsun ya, benden yana hep küsûrat ve küsûrat… Hesaplar tutmuyor; dört işlemin dördü de beni sana getirmiyor. Denklemlerin beri yanındayım hep; sana denk gelmiyor yanımdaki hiçbir şey. Eşitlik hep senden yana bozuluyor. Ben bana kalıyorum; sıfırlanıyorum. Yok oluyorum; hesaplar bensiz tamam oluyor.

Yoksa, küs müsün bana ey sevdiceğim? Ya yolumu gözlemiyorsan? Yollar ne der bana sonra; ben ne derim yollara? Ya beni özlemiyorsan? Sesler küser kulağıma; heceler darılır dudağıma. Ya yüz çevirmişsen benden? Ne ederim sonra? Kalbim kaçar kalbimden; ellerim elimden çıkar. Ya gözlerim gözlerine hiç değmeyecekse? Işık kör kalır sonra; bakışım boşluğa düşer.


Orada mısın ey sevdiğim? Seni sevmeler cumhuriyetindeyim. Seni sevenlerin toprağında ayaklarım. Senin baktığın dağa çakılı gözlerim. Kalbim senin sevdiğin, senin sevdirdiğin gökleri emiyor. Sana geliyorum. Aynalar yolumu kesiyor. Yoğu var sanıyorum. Aldanıyorum. Yollar dolanıyor; beni yine bana getiriyor. Yoldayım sanıyorum. Hüsrana uğruyorum. Yokuşlarda susuyorum.. Seraba kanıyorum. Yanıyorum.

Aynalar da bıkmaz mı aldatmaktan bir gün ey sevdiceğim? Sen yoksun diye kapatmazlar mı gözlerini? Yollar da bir akşam üstü omzundan atmak istemez mi sensizliğin yükünü? Sana varmadıklarını anlar anlamaz yoldan çıkmazlar mı? Yokuşlar yorulmadı mı hâlâ beni yormaktan? Bir sabah isyan edip baş aşağı dönmezler mi? Serap çok mu memnundur susuzları aldatmaktan? O da su içmek istemez mi bir öğle vakti sevgilinin dudağından? Alevler üşümez mi, sevdiceğim, sen yokken? Karanlık seni görmeyi özleyip de açmaz mı gözlerinin bandını bir gece yarısı? Işık bakışına değmeye can atmaz mı?


Niye uzağım sana sevdiceğim? Neredesin? Sen ki içimde sızımsın; sanki senin gözünden dökülür göz yaşlarım. Sen ki, kalbimde ıssızlığımsın; hep senin yanında bekler sevdiklerim. Sen ki, yolların sonunda bulduğumsun; önce de sonra da sana uğrar hasretim. Sen ki, dağda gördüğümsün; aslında senin yüzünde kavuşur Ferhat ile Şirin. Sen ki, köşe başında beklediğimsin; öyle ki hep senin göğsünde durulur kalbim. Sen ki, kapı ardında yolunu gözlediğimsin; sadece senin yanında teselli bulur öksüzlüğüm ve yetimliğim. Sen ki, yanımda bildiğimsin; ipini bıraktım ceylanların. Sen ki, içimde sakladığımsın; uzak olsun başkaca yakınlıklarım.



Sen sevdiceğimsin.
Yitiğimsin.
Eksiğimsin.
Susadığımsın.
Suskunluğumsun.
Sözüm sendendir.
Sözüm sanadır.
Sözüm sendedir.
Sözüm sensin.
Ben sustum, sen söyle iyiliğimi…


S.DEMİRCİ
 
VAZGEÇEMEZSİN işte.......

Seversin ya bazen delice..bağırmak istersin herkese duyurmak istersin ONU nası sevdiini...
Hani dilin tutulur ya birden sadece gözlerine bakarsın..
Sen onun gözlerinde dünyayı görürken onunda nası sevildiini görmesini istersin...
Bazen tüm mutlulukları onda bulurken bazen acıların hepsini onda tadarsın...
Bazende bütün gözyaşlarını onun için akıtırsın....
Bir gülüşü için ölebilecekken söyleyemezsin....
İşte bütün hayallerinde O vardır....
Gözlerinde bütün renkleri görürken onunla anlamlanır dünya yada dünyan O olur...
Gündüzleri güneşin gecelerde tek yıldızındır ama yinede bilmez O nası sevildiini...
Onu başkasıyla görmek bile canını acıtır yada sevebilecek bir kalbe sahip olmadıını ama ne olursa olsun
VAZGEÇEMEZSİN işte.......

alıntı
 
aşk derdiyle hoşem el çek ilacımdan tabib
kılma derman kim helakim zehr-i dermanındadır.
FUZULİ

AŞIK OLUP BUNU GİZLEYEN VE BU ŞEKİLDE ÖLEN ŞEHİTTİR.

338.jpg



sevgili!
aşkın şiirini yazmak isterdim sana;sana aşkı şiir ile yazmak isterdim...aşkı seninle tanımlamak ister,aşık sende tanımak isterdim.ay ikiye bölündüğünde yanında olmak,uhudda dişini avucuma almak isterdim.

sevgili!
şimdi senden uzakta,aşk şudur diyebilsem eğer,son defa kendimi ve ilk defa okuyucumu kandırmış olacağım.çbildim dediğim bir aldanıştır çünkü o,duydum dediğim bir yanıştır.şimdi ayın,şın ve kafları çıkardılar elifbelerden de sensizliğin mektebinde bir sabra mıhladılr bizi eliflerele helerden.sensizlikte hasretin hüzzamlarını öğrendik kucak kucak ve aşkın nihavent saltanatını arar olduk köşe bucak.bildiğimizi sandıkça yandık da yolunda,yolunda yandığımızı sandıkça bildik sonunda.aşkın gerçeği değildi bildiğimiz,ama aşkın ateşiydi yandığımız.artık şüphedeyiz,canları yare ulaştıran bir sel miydi aşk,şekeri güzele sunupağuyu kalbe bulaştıran bir elmiydi?..sana varacak yolların çilesi miydi;tutkular ötesi tutkunun zirvesi,hasretle yanışların sesi miydi!...

galiba varlığın çekim alanına giren en ulvi acıydı aşk;ve maddeyi manaya veren en cömert sancıydı.ruhların çeşitli varlıklar arasında bölüştürülen süsüydü belki;belki ötelere yazgılı yitirişlerin türküsüydü.kalp kalbe konan kelebek kanatlarında renk;kudümlerde düşünüp neylerde ağlayan ahenkti aşk.şarkın bütün şiir macerasıydı,belki yesribli sevgililer için tutulan bir anadolu yasıydı.yağmur yağmur belaya başını tutmaklar ve ateş ateş denizlere kendini atmaklardı.mansuru dara takanda,halili oda yakanda oydu ve oydu eyyubu derde bırakanda.tuz kadar mübarek,ekmekçe aziz idi;toprakleyin bereket,su gibi temiz idi.

aşk iğnesiyle dikilince bir dikiş,kıyamete kadar sökülmez imiş.aşk ile insan elbet güneşe benzer;ve aşksız gönül misal-i taşa benzer.hayatı aşka bölünce hayat çoğalır;bütün hayatları toplasan geriye aşk kalır.gelip kemiğe dayanınca dünya,hayata atılan kement olur;göz kapaklarından vurulunca kasırgalar,annelerce deprem,babalarca bent olur.aşksız bahar dallarını kuru bir ayaz boğar,aşksız rahmini yargılayan bebekler nagehan doğar.mahrem düşüncelerle perdelenen odalarda ya ezel ya ebed olur;aşk kayıp gidersedünyadan ebed kıyamet olur;sevgisizlik gelir,dünya cehennem olur.

aşk gelince burukluğun şiirinde hüzün dokur heceler;ve azarlanmış kalpleri ısırır tam yarısında geceler.saban onunla sürerse toprağı koşarak,ancak o vakit yeşerir taze bir başak.atların nallarından yıldırımlar masallara dökülür ve yollanamayan mektuplarda nice kalpler sökülür.kayan yıldızlar gibi büzülür elem dehlizlerine diller ve melal süzülür gibi melek kanatlarında döker yapraklarını güller.kaderin dehşetini yakan şamdanlar özge pervanelere tesellikar düşer,şefkatli bir ekmek kırıntısıdır kurutulmuş buselere yar düşer.

sevgili!..
kapına geldik;aşkı öğret bize;ve aşkını ver yüreklerimize.
bir nihanice gamzene gamzede aşıkların adına...hani uykuya dalınca kenti ve yalnız başına kalınca kendi...hani yalnız gecelerde konuşmadan kalınca dilleri ve hal üzre gönüller anlar olunca bütün dilleri...vicdan sesinden bizar kürek mahkumlarınca,hani aşıkların hasreti özlemle karınca...hani gurbetin ucunda gönlüme gömen de seni,hani sen gurbet gurbet gönlüme gömende...güneş ve ay nurunu aşkından alırken;güneşin ışığı aya vurur gibi aşığı aydınlatırken...gel ey sevgili bir huzmecik bahşeyle asi aciz üftadene ve umut ver peykin olmaya teşne kem zerrene.aşkları unutan bendene aşkını unutturma!...
herşey sen olsun şu dünyada ve olmasın sen olmayan dünya da.


İSKENDER PALA
KIRK GÜZELLER ÇEŞMESİ
 
" ...SEVGİLİYE HEBA OLMAMIŞ BİR CAN,

ne AŞK İDDİASINDA BULUNSUN

ne AŞKA DAİR KONUŞSUN! "



birDeLiRÜZiGAR...
 
Bana göre Aşık öyle olmalı ki, şöyle bir kalkınca, her tarafı ateşler sarsın; her tarafta kıyametler kopsun.
Cehennem gibi olmalı, cehennemi bile yakıp yandıracak bir gönül istemeli.. Ki o gönlün önüne iki yüz deniz çıksa, hepsini de yaksın, yandırsın. Onun tek bir dalgası bilindik denizlere taş çıkartsın.
Gökleri bir mendil gibi dürüp avucuna almalı.. Sonsuz zevalsiz çerağı, bir kandil gibi gök kubbesine asmalı.
O bir arslan gibi savaşa atılsın, onun timsah gibi bir kalbi olsun! O yeryüzünde kendisinden başka kimseyi bırakmasın! Hatta kendisiyle bile savaşa girsin!
Parlak nuruyla gönlün yedi yüz perdesini de yırtsın da ötelerden, arştan, gök ehlinden ona; “Maşallah, Maşallah!” sesleri gelsin.




Şems-i Tebrîzî
 
lalecile_esmalale.jpg


Leyl-i Aşk / İşte Böyle Yâr Bilesin

Niye bana uzaksın sevdiceğim? Gözlerinin büyüsünü özlemedim mi sanıyorsun? Sözlerinin sıcağı kalbimde bin efsûn. Sen yokken kuyulara düşüyor düşlerim. Sen olmayınca, sevda yetim; aşk öksüz, şefkat kimsesiz. Sensiz, hesapların hepsi yarım kalıyor. Sensiz, defterlerin hepsi açık duruyor. Hata etmişim, şimdiye dek varlığını hesaplamışım hep; çok geç anlıyorum. Yokluğun ne hesaba gelmez işmiş; kıvranıyorum, yanıyorum, ağlıyorum.


Beni unutmadın değil mi? Unutmak ne garip şey ki, unutanlara unuttuğunu da unutturuyor. Dipsiz bir kuyuya düşüyor gibisin; içindeki unutuş bin kuyuyu kuyuya atıyor. Seni unutmak bana haram olsun. Unutulmak ne acı şey ki; unutulanın unutulduğu kimsenin hatırına gelmiyor. Sonsuz bir karanlıkta yitiyor gibisin; unutuluşun nice karanlığı karanlığa itiyor. Senin unutman bana uzak olsun.
Alev üşür mü bi’tanem? Taş katılığına yanar mı? Dağ yalnızlığına ağlar mı? Ayrılığın araya girmekten bıktığı olur mu? Yalnızlığın da canı sıkılmaz mı? Göz yaşının da göz yaşı döktüğü olmaz mı? Derdin de başı derde girmez mi? Acıyı da vurmazlar mı? İhanete de ihanet eden hainler çıkmaz mı? Yokuşların da yorulduğu olmaz mı? Sensizlik bir gün de senin yoluna çıkmaz mı?

Benden sana yol çıkar mı ey sevdiceğim? Ben beni bende toplasam, sen çıkar mı ey sevdiğim? Ben beni benden çıkarsam, elde sen kalır mı ey sevdiğim? Olmadı; ben beni bana bölsem, yine sen mi çıkar sevdiğim? Ben beni benle çarpsam, sen olur mu? Görüyorsun ya, benden yana hep küsûrat ve küsûrat… Hesaplar tutmuyor; dört işlemin dördü de beni sana getirmiyor. Denklemlerin beri yanındayım hep; sana denk gelmiyor yanımdaki hiçbir şey. Eşitlik hep senden yana bozuluyor. Ben bana kalıyorum; sıfırlanıyorum. Yok oluyorum; hesaplar bensiz tamam oluyor.

Yoksa, küs müsün bana ey sevdiceğim? Ya yolumu gözlemiyorsan? Yollar ne der bana sonra; ben ne derim yollara? Ya beni özlemiyorsan? Sesler küser kulağıma; heceler darılır dudağıma. Ya yüz çevirmişsen benden? Ne ederim sonra? Kalbim kaçar kalbimden; ellerim elimden çıkar. Ya gözlerim gözlerine hiç değmeyecekse? Işık kör kalır sonra; bakışım boşluğa düşer.


Orada mısın ey sevdiğim? Seni sevmeler cumhuriyetindeyim. Seni sevenlerin toprağında ayaklarım. Senin baktığın dağa çakılı gözlerim. Kalbim senin sevdiğin, senin sevdirdiğin gökleri emiyor. Sana geliyorum. Aynalar yolumu kesiyor. Yoğu var sanıyorum. Aldanıyorum. Yollar dolanıyor; beni yine bana getiriyor. Yoldayım sanıyorum. Hüsrana uğruyorum. Yokuşlarda susuyorum.. Seraba kanıyorum. Yanıyorum.

Aynalar da bıkmaz mı aldatmaktan bir gün ey sevdiceğim? Sen yoksun diye kapatmazlar mı gözlerini? Yollar da bir akşam üstü omzundan atmak istemez mi sensizliğin yükünü? Sana varmadıklarını anlar anlamaz yoldan çıkmazlar mı? Yokuşlar yorulmadı mı hâlâ beni yormaktan? Bir sabah isyan edip baş aşağı dönmezler mi? Serap çok mu memnundur susuzları aldatmaktan? O da su içmek istemez mi bir öğle vakti sevgilinin dudağından? Alevler üşümez mi, sevdiceğim, sen yokken? Karanlık seni görmeyi özleyip de açmaz mı gözlerinin bandını bir gece yarısı? Işık bakışına değmeye can atmaz mı?


Niye uzağım sana sevdiceğim? Neredesin? Sen ki içimde sızımsın; sanki senin gözünden dökülür göz yaşlarım. Sen ki, kalbimde ıssızlığımsın; hep senin yanında bekler sevdiklerim. Sen ki, yolların sonunda bulduğumsun; önce de sonra da sana uğrar hasretim. Sen ki, dağda gördüğümsün; aslında senin yüzünde kavuşur Ferhat ile Şirin. Sen ki, köşe başında beklediğimsin; öyle ki hep senin göğsünde durulur kalbim. Sen ki, kapı ardında yolunu gözlediğimsin; sadece senin yanında teselli bulur öksüzlüğüm ve yetimliğim. Sen ki, yanımda bildiğimsin; ipini bıraktım ceylanların. Sen ki, içimde sakladığımsın; uzak olsun başkaca yakınlıklarım.



Sen sevdiceğimsin.
Yitiğimsin.
Eksiğimsin.
Susadığımsın.
Suskunluğumsun.
Sözüm sendendir.
Sözüm sanadır.
Sözüm sendedir.
Sözüm sensin.
Ben sustum, sen söyle iyiliğimi…



S.DEMİRCİ
 
VAZGEÇEMEZSİN işte.......

Seversin ya bazen delice..bağırmak istersin herkese duyurmak istersin ONU nası sevdiini...
Hani dilin tutulur ya birden sadece gözlerine bakarsın..
Sen onun gözlerinde dünyayı görürken onunda nası sevildiini görmesini istersin...
Bazen tüm mutlulukları onda bulurken bazen acıların hepsini onda tadarsın...
Bazende bütün gözyaşlarını onun için akıtırsın....
Bir gülüşü için ölebilecekken söyleyemezsin....
İşte bütün hayallerinde O vardır....
Gözlerinde bütün renkleri görürken onunla anlamlanır dünya yada dünyan O olur...
Gündüzleri güneşin gecelerde tek yıldızındır ama yinede bilmez O nası sevildiini...
Onu başkasıyla görmek bile canını acıtır yada sevebilecek bir kalbe sahip olmadıını ama ne olursa olsun
VAZGEÇEMEZSİN işte.......

alıntı
 
Senin sevdân neydi ki.. Sevdân’dı korum.. Sevdân’dı Cehennem’im !
Haydi söndür nâr-ı ateşi .. haydi Mecnunum ol !...
 
Seni Düşünmek
Seni düşünmek güzel şey, ümitli şey,
Dünyanın en güzel sesinden
En güzel şarkıyı dinlemek gibi bir şey...
Fakat artık ümit yetmiyor bana,
Ben artık şarkı dinlemek değil,
Şarkı söylemek istiyorum.

nazım hikmet
 
Geri
Üst