- Adım
- Serkan
- Meslek
- Güvenlik
- Cihaz
- iPhone 15 Pro
- Katılım
- 11 Haz 2018
- Konular
- 266
- Mesajlar
- 1,117
- Tepkime puanı
- 355
- Puanları
- 2,479
- Yaş
- 37
Adını hasretin koyduğu bir romanın
En ıslak cümlesinden sesleniyorum sana.
Uzaklığımı unut ey yar.
Aldığın her nefes kadar yürü bana.
...Ve Şükret Elif miktarı.
Bir dua miktarı sev beni.
İçine, ta yüreğinin en derinine işle beni.
Beyaz duvağına değil,
En ağrılı sancına ilmekle yüreğimi
Siyahına nakşet tuzu eksik yaralarımı..
Evet küçüktüm ben.
Sevdayı sende görünce adın miktarı büyüdüm.
Büyüdükçe harflerin gölgelerinde
Gittiğim her yolu sana yordum.
Ve yol oldum sana varılan.
Cümleleri ta senli anlattığı yerden vurdum.
Sonunda yüreğimi büküp
Kalem oldum sana yazılan.
Senin geçtiği her satırımınn acı kokan yanına
Ben bir mutluluk kipini serpiştirdim.
Günahı boyuna her bir siyaha,
Ben bir beyaz umut cümlesini çizdim.
Yan yana yürüyemesek de,
Sevdanın içinde sırt sırta duran iki harf olduk biz.
Sonra büyüdük..
Sonra sevdaya büküldük.
Acıya yük,
Mutluluğa atfedilmiş bir söz’dük.
Evet imkansızdık..
Biraz da günahkar.
Sesimizin en tok yanında yaktık acıyı.
Savaşın tam yenilgiyle sonuçlanacağı bir yerde
Göz göze geldik.
Cümleye nokta vurmaya ramak kala
Biz sevdaya omuz veren’dik.
Eksik yanlarımızı kapatmaya çalışmadık.
Acıya ağladık,
Günaha bir beden ayarladık.
Ama sevdadan geriye hiçbir adım atmadık.
Bazen sustuklarımızdan anlamlı cümleler adadık
Ölü harfler mezarlığına.
Bazen de konuştuklarımızdan acıyı ayıkladık
Mutluluğumuzun en ıslak safına.
Zaman aleyhimize olsa da
Tüketmedik sevdayı.
Tükenmedik,
Uzaklığımız ilişse de bize
Hiçbir zaman bükmedik boyunumuzu.
Hep gecenin üçüne kuruluydu sesimiz.
Geceye nefeslerimizi ördük.
Sesimin senli yanıyla seni anlatırken
Ben sana nufüz ediyordum.
Sen ise siyahın en tekil yanından kaçıp
Yüreğimin en ıslak yerinde
Umuda gülümsüyordun.
Evet büyüdük şimdi.
Demlendik sevda çaydanlığında.
Ağzına kadar dolu bir cümlenin ucundan
Küçük bir umudu paylayıp
Büyük bir mutluluğu içtik.
Sevdanın bir yanına sen dudağını dayadın,
Bir yanına da ben..
Kana kana içerken nefeslerimizi,
Yüreklerimizi sevdaya muska diye asıyorduk.
Şimdi elimizde bir fırça.
Birbirimizin eşgallerini çiziyoruz.
En masum yanımızdan kanatıp siyahı,
Bir beyaz kağıdın içine
Adlarımızı sırt sırta veriyoruz.
Bir mektuba konu oluyoruz sonra.
Giriş cümlesinde ben,
Gelişme bölümünde sen..
Sonuç kısmında biz..
Yalnızlığa üryan doğan,
Acıya isyan kusan
İki yüreğe bir cümlelik mezar yeter değil mi sevgili.
Gel adını yanaştır adıma.
Sırt sırta durmayı bilmeyen yüreklerimize
Kemiklerimizin yan yana durmasını bağışla.
Kentinin bir sinemasında
Romantik bir filmi izleyemesek te
Bırak adlarımızın telif haklarını
Sevdaya miras bırakalım..
Yalnızlığa doğan
Sevdada büyüyen yüreğine selam olsun sevgili..
Adımı da,
Soyadımı da sana bağışladım sevgili..
Helal olsun…
Helal olsun..
Helal olsun..
Helal-i hoş olsun seni sevmelerimin.
Çünkü hayatın en içten yanında sevdim seni.
Umudun en ıslak zamanında seviyorum seni.
Ve de mutluluğun en imkansız safında
Seveceğim seni.
İyi ki varsın sevgili..
Ben varken yalnız değilsin.
En ıslak cümlesinden sesleniyorum sana.
Uzaklığımı unut ey yar.
Aldığın her nefes kadar yürü bana.
...Ve Şükret Elif miktarı.
Bir dua miktarı sev beni.
İçine, ta yüreğinin en derinine işle beni.
Beyaz duvağına değil,
En ağrılı sancına ilmekle yüreğimi
Siyahına nakşet tuzu eksik yaralarımı..
Evet küçüktüm ben.
Sevdayı sende görünce adın miktarı büyüdüm.
Büyüdükçe harflerin gölgelerinde
Gittiğim her yolu sana yordum.
Ve yol oldum sana varılan.
Cümleleri ta senli anlattığı yerden vurdum.
Sonunda yüreğimi büküp
Kalem oldum sana yazılan.
Senin geçtiği her satırımınn acı kokan yanına
Ben bir mutluluk kipini serpiştirdim.
Günahı boyuna her bir siyaha,
Ben bir beyaz umut cümlesini çizdim.
Yan yana yürüyemesek de,
Sevdanın içinde sırt sırta duran iki harf olduk biz.
Sonra büyüdük..
Sonra sevdaya büküldük.
Acıya yük,
Mutluluğa atfedilmiş bir söz’dük.
Evet imkansızdık..
Biraz da günahkar.
Sesimizin en tok yanında yaktık acıyı.
Savaşın tam yenilgiyle sonuçlanacağı bir yerde
Göz göze geldik.
Cümleye nokta vurmaya ramak kala
Biz sevdaya omuz veren’dik.
Eksik yanlarımızı kapatmaya çalışmadık.
Acıya ağladık,
Günaha bir beden ayarladık.
Ama sevdadan geriye hiçbir adım atmadık.
Bazen sustuklarımızdan anlamlı cümleler adadık
Ölü harfler mezarlığına.
Bazen de konuştuklarımızdan acıyı ayıkladık
Mutluluğumuzun en ıslak safına.
Zaman aleyhimize olsa da
Tüketmedik sevdayı.
Tükenmedik,
Uzaklığımız ilişse de bize
Hiçbir zaman bükmedik boyunumuzu.
Hep gecenin üçüne kuruluydu sesimiz.
Geceye nefeslerimizi ördük.
Sesimin senli yanıyla seni anlatırken
Ben sana nufüz ediyordum.
Sen ise siyahın en tekil yanından kaçıp
Yüreğimin en ıslak yerinde
Umuda gülümsüyordun.
Evet büyüdük şimdi.
Demlendik sevda çaydanlığında.
Ağzına kadar dolu bir cümlenin ucundan
Küçük bir umudu paylayıp
Büyük bir mutluluğu içtik.
Sevdanın bir yanına sen dudağını dayadın,
Bir yanına da ben..
Kana kana içerken nefeslerimizi,
Yüreklerimizi sevdaya muska diye asıyorduk.
Şimdi elimizde bir fırça.
Birbirimizin eşgallerini çiziyoruz.
En masum yanımızdan kanatıp siyahı,
Bir beyaz kağıdın içine
Adlarımızı sırt sırta veriyoruz.
Bir mektuba konu oluyoruz sonra.
Giriş cümlesinde ben,
Gelişme bölümünde sen..
Sonuç kısmında biz..
Yalnızlığa üryan doğan,
Acıya isyan kusan
İki yüreğe bir cümlelik mezar yeter değil mi sevgili.
Gel adını yanaştır adıma.
Sırt sırta durmayı bilmeyen yüreklerimize
Kemiklerimizin yan yana durmasını bağışla.
Kentinin bir sinemasında
Romantik bir filmi izleyemesek te
Bırak adlarımızın telif haklarını
Sevdaya miras bırakalım..
Yalnızlığa doğan
Sevdada büyüyen yüreğine selam olsun sevgili..
Adımı da,
Soyadımı da sana bağışladım sevgili..
Helal olsun…
Helal olsun..
Helal olsun..
Helal-i hoş olsun seni sevmelerimin.
Çünkü hayatın en içten yanında sevdim seni.
Umudun en ıslak zamanında seviyorum seni.
Ve de mutluluğun en imkansız safında
Seveceğim seni.
İyi ki varsın sevgili..
Ben varken yalnız değilsin.