Ümit Yaşar Oğuzcan Şiirleri

BİR BAŞKA İSTANBUL


Oturdum başka bir istanbul düşündüm
Daha çok sen olan daha bir seninle
Yeşili daha yeşil, mavisi daha mavi
O, herşeyi daha güzel yapan ellerinle..

Sildim bütün yıldızları gökyüzünden
Yerine gözlerini koydum, gözlerini
Serdim saçlarını üstüne İstanbul'un
Dudaklarının rengine boyadım heryerini..

Şimdi İstanbul aydınlık, öyle pırıl pırıl
Estirdiğim senin kokundur denizlerden
Senin güzelliğinle süsledim bahçeleri..

Seni İstanbul yaptım, İstanbul'u sen
Her sokağına şiiirini yazdım satır satır
Şimdi bütün semtleri bu şehrin seni anlatır


alıntı
 
BİR DAHA ÖLMEK

o yaşamak kadar güzel kadın
bana ölümü hatırlatıyor
onu her gördüğümde
ya ölürsem, diyordum
ya ölürsem,
bu kadın benim için ağlarsa..

bilsem bana acımayacağını
beni unutacağını bilsem
bu kadar ölümü düşünmezdim
o yaşadıkça ölüme inanasım geliyor..

cenazeme çiçek göndermeyin
çünkü ozaman tabutumda olmayacağım
kalabalık arasında sizde varsınız
bilinki yanınızdayım
mezarlığa kadar yürüyeceğiz el ele
avuçlarımızda bütün sıcaklığımız
öyle şiirler okuyacağımki size
öldüğüme inanmayacaksınız..

bembeyaz bir kefene saracaksınız beni
ölmeyeceğim
tahta bir tabuta koyacaksınız beni
ölmeyeceğim
üzerime toprak atacaksınız kürek kürek
yine ölmeyeceğim
sonra sağır sessizliği içinde zamanın
bir bir bırakıp gideceksiniz beni
ölmekten beter olacağım..

demek o beni sevmiyor,
demek o beni anlamıyor
bana içkimi verin
bana kadehimi verin,
bana ellerimi verin
onun şerefine kadeh kaldırır gibi
bir daha,
bir daha ölmek istiyorum..


alıntı
 
BİR DOST İÇİN SONE

Maruzatım odur ki, en iyi bir dostsun
Dağların doruğunda bir çiçek kadar iyi
Sen karanlıkta yüzümüzü ağartan ışık
Resimlerin duvarlarda şakır kuşlar gibi..

Sen O'sun her zaman yalansız olan sevgisi
Saksıları sulayan,vazolara can katan
O en koyu,en çaresiz gecelerde bile
Yeri,göğü bir merhabasıyla aydınlatan ..

Sen O'sun sevince boğan bütün kederleri
Solan,kuruyan,bir çiçek gibi ağlayansın
Ve esen dost bir imbatsın akşamüzerleri..

Kalan bir gün gibi yazdan,öyle Haziransın
Yalan değil,biz ne arayıp sende bulduksa
Mutluyuz,dostça gönül tahtına kurulduksa...



alıntı
 
BİR GÜNÜ YAŞAMAK

Dün kopan bir yapraktı, düşen kuru bir daldı
Bu günden güzel değil bulacağın yarında
Aç ellerini bak, Yanan avuçlarında
Dün gitmiş, yarın yok, bize bir bu gün kaldı..

Bir bu gün kaldı bize birlikte yaşanacak
Bir bu gün öyle güzel ve dopdolu, özlemli
Dudağından düşmeyen bir yeni şarkı gibi
Bir bu gün, her şeyiyle taptaze ve sımsıcak..

Seninle yudum yudum içtiğimiz geceler
Kaçamak dakikalar, o ağırlığınca altın
Dünde, yarında değil, bugünde saltanatın ..

Her şey bu günde inan yaşanılmaya değer
Mutluluğu, sevgisi, güzelliğiyle bütün
Bir bu gün kaldı bize, yaşanacak bir bu gün...



alıntı
 
BİR PINARDAN İÇİLEN AMA KANILMAYAN

Bir pınarsın içilen ama hiç kanılmayan,
Seveni yanıltmayan, sevince yanılmayan,
Özlenen sen, özleyen sen, özleten sen,
Varken doyulmayansın, yokken dayanılmayan...


alıntı
 
BİR-İKİ-ÜÇ

Yalnızdım canım sıkılıyordu
Önceleri seni iş olsun diye sevmiştim
Bir iki üç
Ayak parmakların hoşuma gidiyordu
Kalçandaki sarı ayva tüylerini
Dizkapaklarını beğeniyordum..

Boynun uzundu öylesine beyazdı
İncecikti ayak bileklerin
Dudaklarından öptükçe başım dönüyordu
Kederli şarkılar geliyordu aklıma
Bir iki üç
Sevişiyorduk..

Geceler aydınlıktı güzeldi
Bir türlü uyku tutmuyordu gözlerimizi
Çoban ateşleri yanıyordu tepelerde
Sarı ışıklar kırmızı ışıklar
Bir iki üç
Sokak fenerleri şahidimizdi..

Bir ara güneş doğuyordu üstümüze
Sokaklar mağaralar nehirler ışıyordu
Çocuklar gibi uykuda gülüyordum
Dünyada yeni bir gün başlıyordu
Cuma cumartesi pazar
Bir iki üç
Derken yıllar geçiyordu..

Önceleri seni iş olsun diye sevmiştim
Böylesine aşık olacağımı bilmiyordum
Aydınlığın hoşuma gidiyordu
Karanlık yerlerini beğeniyordum
Gökte bir milyon yıldız
İki milyon yıldız
Bir iki üç
Yanıp yanıp sönüyordu...


alıntı
 
BİRAZ GELİR MİSİN?

Bir gün çağrıyı duyar, insan ölür çaresiz
Ölür kuşlar, ağaçlar, ölür sahil ve deniz.

Silinir bütün renkler, dağılır koku, ışık
Yeni bir alem başlar karanlıklarda sessiz.

Kemik çürür, kaybolur parıltısı gözlerin
Kımıldamaz orada ayağımız elimiz.

Öyleyse neden bunca düşmanlıklar, savaşlar
Er geç çağrıyı duyup gidecek değil miyiz.

Er geç kulağımızın dibinde çınlayacak
Ölümün soğuk sesi, Biraz gelir misiniz?...




alıntı
 
BİR GÜN KAPINA GELSEM

Bir karanlık geliyor yokluğunun ardından
Ne zaman güneş batsa bu son gecem diyorum
Vazgeç yalan dünyanın köhne saltanatından
Yetişir bunca keder, bunca elem diyorum

Her şey sağır içimde ne şiir ne musiki
Dünyadan bezginliğim dünyalar kadar eski
Öylesine çözülmüş, öyle dağılmışım ki
Be ne bitmez ayrılık bu ne özlem diyorum

Beni çağırdığını bir defa duyabilsem
Avuçlarımda ateş, yorgun gözlerimde nem
Asarak denizleri bir gün kapına gelsem
Başımı duvarlara vurup ölsem diyorum



alıntı
 
BİR YERDE ÖLÜM GÜZEL OLUYOR

İnsan bir kere oluyor ne fena
Bu düzeni değiştirmeli
Bir kere yaşamalı
Çok çok ölmeli
En büyük kederler bizim için
Bizim için karşılıksız sevgiler
Kor kuyular, çıkmaz sokaklar bizim için
Dünyaya nasıl gelmişiz sormayın
Saygı değer annelerimiz incinmesin
Her yerim ayrı ayrı ölmeli
Yoksa ölüm yok bana bu dünyada
Bir kursun beynime girsin
Bir bıçak kalbime saplansın
Kızgın bir demir dağlasın gözlerimi
Sonra gelsin bir manga asker
Sert bir komut
Bir yaylım ateş
Bırak kim bağlarsa bağlasın gözlerimi.
Çok duşundum bilek damarlarımı kesmeyi
Rönesans öncesi devirlerden kalma zehir içmeyi
Ve düşmeyi yüksek kulelerden mermerler üstüne
Ayaklarıma taş bağlayıp denizler altında ölmeyi
Yine de ölmedim görüyorsun, ölmedim
O aşağılık hesaplar, küçük korkular bırakmadı beni
Belki de sen bırakmadın, bilmiyorum
Bıraksaydın çoktan unutmuş olacaktın
Halbuki şimdi benden kaçman da zor
Anlıyorum beni sevmen de zor
Dedim ya bir yere kadar yaşamak güzel
Ama bir yerde ölüm güzel oluyor.



alıntı
 
BİTİŞİK

Biz şimdi seninle bitişiğiz sözüm ona
Bir vahşi hayvan sesleniyor içimizden
Gözlerini avucumda buluyorum aradığımda
Sonra dudakların, küçük, öptükçe güzelleşen

Bir mahzun oluşun var kadınca, kadınlarca
Bir çağırışın var ellerimi, sevişmeye uzun
Ah anlatamam, utanırım, yıllarca, yüzyıllarca
Ansızın gitsen bile içimde kalır yokluğun

İpek çoraplarında gözlerim biraz daha tutkun
Bir şeydir o şeyler, bir şeydir görüyorum
Kaçmaya alışkın ayakların öyle yorgun
Bak sen, tutup önce dizlerinden öpüyorum

Sana sen diyeceğim, sizlerden usandım
Ellerin ellerin diyeceğim sıcacık
Eskiden bir sevgilim vardı, onu hatırladım
Her öpüşmemizde biraz daha ölürdük

Sözü mü olur yanında güzelliğin, taptazeliğin
Baş döndüren bir çiçektir tenin pembesi, ak
Kollarında, elbet bir şarkıyım söylediğin
Elleri kelepçeli mahkum, ayakları prangalı, tutsak

Seninle birçok evlerde, birçok odalarda
Çoğalıp küplerce, karelerce birçok olmuşuz
Biz hep o yerlerde, oralarda, oralarda
Soyunup tüm korkulardan sevişmeye durmuşuz..


alıntı
 
BİTMEYEN SARHOŞLUK

Bütün kadehlerimi hep sana adıyorum
Hep senin için bu bir bir boşalan şişeler
Umutsuzluğum, sarhoşluğum senin eserin
Senin yüzünden bu delicesine içmeler

Dayanmak zor yalnızlığına akşamların
Unutmak mümkün değil seni bir şarkı gibi
Ağır ağır ilerleyen bu zaman içinde
Her an bir sarhoşluktur sensizliğin verdiği

Odur bu boy boy şişeler, bu renk renk kadehler
Yoksa bu çirkin yalnızlık, bu keder o değil
Bütün içkilerden sert yokluğundur, anladım
Yokluğundur yakan kanımı, ispirto değil



alıntı
 
BU ŞEHRİN HAMAMLARI

Yıkandın
Kurulandın
Giyindin
Geçtin aynanın karşısına
Güzelsin elbet
Bir de hamamı düşün
Kurnaları
Muslukları
Mermer taşları
Her yerini ayrı ayrı öpen suları
Bir de onları düşün
Kimler yıkandı bu şehrin hamamlarında
Kimler soyunup dökünmedi
Nice güzeller gördü bu mermer taşlar
Bu dilsiz kubbeler
Senin gibisini görmedi..



alınt
 
BU ŞEHRİN SOKAKLARI

Hangi sokaktan geçsem
Pırıl pırıldır parke taşları
Ayağın değsin yeter
Açılır kapısı cümle güzelliklerin
Kaldırımlar taş mıdır, çimen midir, bilinmez
Bu şehirde sokaklar seni düşünür
Bu sokaklarda evler seninle dolu
Bu evlerde huzur bir şarkıdır söylediğin
Sen yürürken bir kilim dokunur kilometreler boyunca
Düşer kaldırımlara nakış nakış güzelliğin..



alıntı
 
BİR GÜNÜ YAŞAMAK

Dün kopan bir yapraktı, düşen kuru bir daldı
Bu günden güzel değil bulacağın yarında
Aç ellerini bak, Yanan avuçlarında
Dün gitmiş, yarın yok, bize bir bu gün kaldı..

Bir bu gün kaldı bize birlikte yaşanacak
Bir bu gün öyle güzel ve dopdolu, özlemli
Dudağından düşmeyen bir yeni şarkı gibi
Bir bu gün, her şeyiyle taptaze ve sımsıcak..

Seninle yudum yudum içtiğimiz geceler
Kaçamak dakikalar, o ağırlığınca altın
Dünde, yarında değil, bugünde saltanatın ..

Her şey bu günde inan yaşanılmaya değer
Mutluluğu, sevgisi, güzelliğiyle bütün
Bir bu gün kaldı bize, yaşanacak bir bu gün...



alıntı
 
BİR PINARDAN İÇİLEN AMA KANILMAYAN

Bir pınarsın içilen ama hiç kanılmayan,
Seveni yanıltmayan, sevince yanılmayan,
Özlenen sen, özleyen sen, özleten sen,
Varken doyulmayansın, yokken dayanılmayan...


alıntı
 
BİR-İKİ-ÜÇ

Yalnızdım canım sıkılıyordu
Önceleri seni iş olsun diye sevmiştim
Bir iki üç
Ayak parmakların hoşuma gidiyordu
Kalçandaki sarı ayva tüylerini
Dizkapaklarını beğeniyordum..

Boynun uzundu öylesine beyazdı
İncecikti ayak bileklerin
Dudaklarından öptükçe başım dönüyordu
Kederli şarkılar geliyordu aklıma
Bir iki üç
Sevişiyorduk..

Geceler aydınlıktı güzeldi
Bir türlü uyku tutmuyordu gözlerimizi
Çoban ateşleri yanıyordu tepelerde
Sarı ışıklar kırmızı ışıklar
Bir iki üç
Sokak fenerleri şahidimizdi..

Bir ara güneş doğuyordu üstümüze
Sokaklar mağaralar nehirler ışıyordu
Çocuklar gibi uykuda gülüyordum
Dünyada yeni bir gün başlıyordu
Cuma cumartesi pazar
Bir iki üç
Derken yıllar geçiyordu..

Önceleri seni iş olsun diye sevmiştim
Böylesine aşık olacağımı bilmiyordum
Aydınlığın hoşuma gidiyordu
Karanlık yerlerini beğeniyordum
Gökte bir milyon yıldız
İki milyon yıldız
Bir iki üç
Yanıp yanıp sönüyordu...


alıntı
 
BİRAZ GELİR MİSİN?

Bir gün çağrıyı duyar, insan ölür çaresiz
Ölür kuşlar, ağaçlar, ölür sahil ve deniz.

Silinir bütün renkler, dağılır koku, ışık
Yeni bir alem başlar karanlıklarda sessiz.

Kemik çürür, kaybolur parıltısı gözlerin
Kımıldamaz orada ayağımız elimiz.

Öyleyse neden bunca düşmanlıklar, savaşlar
Er geç çağrıyı duyup gidecek değil miyiz.

Er geç kulağımızın dibinde çınlayacak
Ölümün soğuk sesi, Biraz gelir misiniz?...




alıntı
 
BİR GÜN KAPINA GELSEM

Bir karanlık geliyor yokluğunun ardından
Ne zaman güneş batsa bu son gecem diyorum
Vazgeç yalan dünyanın köhne saltanatından
Yetişir bunca keder, bunca elem diyorum

Her şey sağır içimde ne şiir ne musiki
Dünyadan bezginliğim dünyalar kadar eski
Öylesine çözülmüş, öyle dağılmışım ki
Be ne bitmez ayrılık bu ne özlem diyorum

Beni çağırdığını bir defa duyabilsem
Avuçlarımda ateş, yorgun gözlerimde nem
Asarak denizleri bir gün kapına gelsem
Başımı duvarlara vurup ölsem diyorum



alıntı
 
BİR YERDE ÖLÜM GÜZEL OLUYOR

İnsan bir kere oluyor ne fena
Bu düzeni değiştirmeli
Bir kere yaşamalı
Çok çok ölmeli
En büyük kederler bizim için
Bizim için karşılıksız sevgiler
Kor kuyular, çıkmaz sokaklar bizim için
Dünyaya nasıl gelmişiz sormayın
Saygı değer annelerimiz incinmesin
Her yerim ayrı ayrı ölmeli
Yoksa ölüm yok bana bu dünyada
Bir kursun beynime girsin
Bir bıçak kalbime saplansın
Kızgın bir demir dağlasın gözlerimi
Sonra gelsin bir manga asker
Sert bir komut
Bir yaylım ateş
Bırak kim bağlarsa bağlasın gözlerimi.
Çok duşundum bilek damarlarımı kesmeyi
Rönesans öncesi devirlerden kalma zehir içmeyi
Ve düşmeyi yüksek kulelerden mermerler üstüne
Ayaklarıma taş bağlayıp denizler altında ölmeyi
Yine de ölmedim görüyorsun, ölmedim
O aşağılık hesaplar, küçük korkular bırakmadı beni
Belki de sen bırakmadın, bilmiyorum
Bıraksaydın çoktan unutmuş olacaktın
Halbuki şimdi benden kaçman da zor
Anlıyorum beni sevmen de zor
Dedim ya bir yere kadar yaşamak güzel
Ama bir yerde ölüm güzel oluyor.



alıntı
 
BİTİŞİK

Biz şimdi seninle bitişiğiz sözüm ona
Bir vahşi hayvan sesleniyor içimizden
Gözlerini avucumda buluyorum aradığımda
Sonra dudakların, küçük, öptükçe güzelleşen

Bir mahzun oluşun var kadınca, kadınlarca
Bir çağırışın var ellerimi, sevişmeye uzun
Ah anlatamam, utanırım, yıllarca, yüzyıllarca
Ansızın gitsen bile içimde kalır yokluğun

İpek çoraplarında gözlerim biraz daha tutkun
Bir şeydir o şeyler, bir şeydir görüyorum
Kaçmaya alışkın ayakların öyle yorgun
Bak sen, tutup önce dizlerinden öpüyorum

Sana sen diyeceğim, sizlerden usandım
Ellerin ellerin diyeceğim sıcacık
Eskiden bir sevgilim vardı, onu hatırladım
Her öpüşmemizde biraz daha ölürdük

Sözü mü olur yanında güzelliğin, taptazeliğin
Baş döndüren bir çiçektir tenin pembesi, ak
Kollarında, elbet bir şarkıyım söylediğin
Elleri kelepçeli mahkum, ayakları prangalı, tutsak

Seninle birçok evlerde, birçok odalarda
Çoğalıp küplerce, karelerce birçok olmuşuz
Biz hep o yerlerde, oralarda, oralarda
Soyunup tüm korkulardan sevişmeye durmuşuz..


alıntı
 
Geri
Üst